Sufiforum.com

İyi dilekleriniz için teşekkür ederiz.

Bahsettiğiniz sohbet burada gündeme gelmişti:

viewtopic.php?f=107&t=807

Herkes Mehdi'yi bilecek değildir, bilse gerek değildir diyorlar ama evliyaullah da bilmeyecek değil ya. Bunu izah edemiyorlar. Bir ikincisi, Şeyh Nazım hz.leri Adnan Oktar Bey'in hizmetleri över iken eyvallah diyorlar ama risalenin zamanı geçmiştir sözünü es geçiyorlar.

Şimdi ne yapacağız

İlk mesajda bildirilen evlilikle ilgili sözü hadis olarak bir yerlerde okumuştum. Hatırımda değil. Hicri şu seneden sonra evlenmemek... diye hatırımda kalmış. Belki dervişler için dünya meşgalesine, maişet telaşına düşmemeleri için bir tavsiye de olabilir. Allahu alem.

Ek olarak, Saidi Nursi hz.lerinin bağlı bulunduğu tekkenin onun hakkında müceddittir dediğini hiç duymadık. Hatta Sami Efendi hz.lerini anlatırken, gençliğinde Saidi Nursi hz.lerine de hizmet eden Musa Efendi hz.leri, O herkesi severdi, derece derece tabi, yegane sevdiğide Pakistanlı Kadiri Şeyhi Ziyaeddin Efendi idi der. O'nun sevgisinden benim anladığım, bir isim vermek gerekirse o zaman için, Sami Efendi'den sonra Ziyaeddin Efendi'dir. Musa Efendi de Sami Efendi'den sonra en çok o zata gönlünün ısındığını söyler.

Bazı münkirler için bir yerde denk geldiğim bir yazıyı alıntılamak isterim:

Yazar Yavuz Bülent Bakiler’in Kastamonu’nun son ulularından Hasib Efendiden dinlediği hatıraları sizinle paylaşmak istedik. Ayrıca Esad Erbili hazretlerini de yakından tanımış olan Hasib Efendiyi dinlerken vefatının seneyi devriyesinde büyük Sultanı analım istedik. Şimdi buyurun efendim, Hasib Efendinin dilinden o günleri bir dinleyelim:

“…O, 1925’li, 1930’lu yıllar korkunç yıllardı. Allah bize bir daha öyle yıllar, öyle günler göstermesin!

1925 yılında ben, 15-16 yaşlarımdaydım. Kur’an’ı çoktan hıfzetmiştim. O yıllardı Kastamonu’da Benli Sultan Şeyhi Nurettin Karasu Efendi vardı. Şeyh Efendi, beni ve hafız-ı kelam olan Ömer Aköz’ü alarak İstanbul’a götürdü. O zamanlar, Kelâmî Dergâhı, Topkapı’da, Çapa Kız Muallim Mektebi karşısındaki sokaklardan birindeydi. Beni Kelâmi Dergâhı Şeyhi Erbilli Mehmed Esat Efendiye teslim ettiler. M. Esat Efendi, Irak Türklerindendi. Seksen yaşının üzerinde bir âlim adamdı. Arapçası, Farsçası mükemmeldi. Nakşî tarikatına mensuptu. Onun, imâ yoluyla olsun siyasî meselelere girdiğini, şu veya bu siyasî kişi hakkında şöyle veya böyle konuştuğunu hiç duymadım. Siyasetle kıl kadar ilgisi yoktu.

Said-i Nursî Hazretlerini de ben o Kelâmî Dergâhında tanıdım. Esad Efendiye gelir-gider, Onu can kulağıyla dinlerdi.

adnan oktarı bilmemde said nursi hz.leri çok tartışılıyor. çok tartışmak iyi değil. müceddid olduğu hususunda ise bunu diyenler onu mehdi de yaptılar. lakin ben şu son 20. yüzyılın yani bir asır öncenin müceddidi hakkında musa efendi hz(dede paşa)lerinden duyduğum çok farklıdır. müceddid konusunda bir sözü vardır. şimdi onu söylemeyeceğim. lakin bilinsin ki bu yobaz cemaatlerin atıp tutmakta üstlerine yok. adnan hoca da kendi hipotezleriyle 2020 de yok olur heralde

Evet, azizim, geçen asrın müceddidi konusunda Bayburtlu Dede Paşam Hz., anladığımız manada bir İslam müceddidi gelmediğini, bahsi geçen asırda küfrün yenilenerek zirve yaptığını haber vermiştir. Anladığımız anlamda müceddid gelse idi zaten İslam ahlakı ve Sünnet-i Resulullah zirve yapar, İslam dünyada hakim olurdu. Oysa bugün, bir iki istisna dışında küfrün hakimiyetinde olmayan yer kalmamıştır. Öyleyse, ahval-i devir, Paşam Hz.lerinin kelamının hak olduğuna ayne'l yakin bir müşahadedir. İsmet Garibullah Hz.lerinin Risale-i Kudsiye'sinde de iki önceki asrın Müceddidi mübarek Mevlana Halid Bağdadi Hz. ile Mehdi As. arasında müceddid olmayacağı yönünde anlaşılabilecek kelamlar vardır. (Tabi, aynı kelamları başka türlü yorumlayanlar da var. Ayrıca başka mübarek insanlardan Müceddid şu kimsedir şeklinde açıklamalar da olmuştur.)

Mehdi As., mübarek haber verildiği gibi yakın bir zamanda zuhur ederse zaten bütün meseleler açıklığa kavuşacaktır. Birçok yerden gelen haberler zamanın daraldığını gösteriyor. Allah Teala, önümüzü ve sonumuzu hayır eylesin.

mübarek abdurrahim efendim KS hzleri buyurdularki; her müridin kendi şeyhini kutbul aktap bilmesi haktık. yanlız başka mürşidleri küçük görme hakkına sahip değildir. hatta siz başka tarikattan insanlar ile buluştuğunuzda onların mürşidlerini övün ki onların kendi şeyhlerine olan muhabbetleri artsın.

Evvelallah son sözümüzün üzerindeyiz. Amin ecmain.