bu fakirin atmalarından biri de şudur:
İncedir pek inceden
Hakk'ın aşkı yolları
Koşulmaz ta dikmeden
Nefsin atı nalları...Raber hocam, aşka layık olmak içün sıra dışı bir şeyler yapmak lazımdır: amelde 'çift mesai' dedikleri gayret gerek.. zira Allah aşkı nazenin bir dilber: O her ırgata yüz vermezdir..!
mesela herkes 5 bin zikir çekiyorsa benim en az 10-15 bin çekmem lazım.. herkes pazartesi perşembe oruçlu ise benim bir gün oruç bir gün iftar etmem lazım.. en kuvvetli (ve sürekli) sünnetlerden birisi cemaattır eğer aşka talib isem vakit namazlarında "mearRakiîn" (rüku edenlerle beraber) olmam lazım.. sonra sıla-i rahim rahmet-i Rahimiyye'yi mucibtir.. sadakalar hakeza.. daimi surette abdestli olma hali de nurun ala nurdur.. bunlar heep aşkullah'ın esbab-ı mucibesi...
ve mesela evliyaullah kabirlerinde duaya meşgul olmak aşk sarayına bilet almak gibidir.. yazıklar olsun bağdad'ta ki şu insanlara ki Cenab-ı Maruf-i Kerhi'den gafildirler..! bakın, şu ma'na Mektubat-ı Rabbani'de müsbettir:
"ne acaib bir tecelli ki evliyaullah'ı bulmayan Allahu Teala'yı bilemez Allahu Teala'yı bulamayan evliyaullah'ı bilemez.."sadede gelecek olursak: Allah aşkına liyakat ancak evliyaullahın makbulü olmaya vabestedir.. zira makbul-i şeyh olan makbul-i HAZRET olur dediler.. o sebeble İ.H. Bursevi Hz. (ks.) bu dava içün:
"...bila vasıta ekalldir der ama bil-vasıta ekser..." yani aşka talib isek iradeyi bir mürşide terk lazım geldi.. yoksa bila-vasıta tarif ve tahkik ekallel kalildir: yani yok gibi..
"..amel ve iyi niyetle elde edilir mi?" demişsiniz.. raber hocam, amellerin şahı güzel ahlaktır ama ahlakı/kimyayı
güzel yapan şeyin fiziki amellere müstenid olduğu unutulmamalıdır.. mesela mideniz dolu iken göz yaşı ve kalb kırıklığı mümkün değildir.. hüzün rikkat ve inkisar olmadık yerde de hulk-i hasen gerçekleşmez..
(bu çok önemli bir beyandır!) anlayana...
imdi, biz aşktan bahsediyoruz o halde
SAVM denilen ibadetin bünyan-ı aşkı mimar ve fuad-ı kalbi şerh ve taltif eden muazzam bir iksir olduğu bilinmelidir.. denemesi bedavadır: bila-Savm kılınan namazları, çekilen evrad u ezkarı, tilavet edilen KuR'an'ı ve hatta şu kitap okumalarını bir de Savm ile tecrübe edelim: şunu mutlak olarak tesbit ve teşhis mümkündür ki amellerin ma'na ve mahiyetleri cihetinden açlık ile tokluk arasında uçurumlar vardır...
bu hakir-i pür taksir şöyle dedi:
Kül olsun kul olan sultan-ı aşka..
Duman olsun duran divan-ı aşka..
Aşıka sefa değil cefakeşlik gerek
Yakışmaz nazlılık yaran-ı aşka..not: ameller hususunda aşka layık bir mizan ve çıta gösterilmiştir, kendim öyle ediyor da böyle söylüyor değilim...