Umre dönüşü gerek T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın gerekse yayınevlerinin Hacc ve Umre ile ile ilgiliş yayınlarına göz attım.
T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın websitesindeki Web Kütüphanesi'nde bu konudaki yayınların e-kitap versiyonlarını görmek mümkündür.
Yayınlar arasında ise Ali Şeriati'nin klasik haline gelmiş Hacc kitabı ile akademisyen yazar Ahmet Turan ALKAN'ın "Hac Günlüğü" öne çıkan kitaplar.
Özellikle Ahmet Turan ALKAN'ın "Hac Günlüğü" kitabını kalem alırken ZAMAN gazetesi için yayınladığı notları hazırladığı 2002 Hacc'ında ben de görevli olarak Hacc ikliminde idim. Ahmet Turan ALKAN'a hacdan dönüşünde de devam eden Hac Notları'nı tavzih eden bir e-mail yollamıştım.
Alıntı:
Tuesday, March 19, 2002 11:23 AM
Aziz ....,
Bu yıl sizle beraber aynı günlerde Mekke'de idik.
Ben diyanet sağlık ekibi mensubu olarak 1992 de ilk kez yaptığım vazifeyi tekrar yapmak üzere 10 yıl aradan sonra ikinci kez Hacc'a gelmiştim. Sizin
kaldığınız Kuresi otelinde kalan Doç.Dr. ... ... adlı arkadaşımdan sizin de Hacc'da olduğunuzu öğrendim.
Ziyarete geldiğim gün siz Medine'ye gitmişsiniz. Neyse kısmet değilmiş.
Türkiye’ye döndükten sonra oralardan yazdığınız yazıları okudum. -zamandakiler ve aksiyondaki s'ay yazınız-. Doğrusu -aksiyondaki yazı kısmen
hariç- sizden beklediğim değerlendirmeleri bulduğumu söyleyemem.
Özellikle Hacc'ın siyasi anlamı hakkında gözlemleriniz, ümmet-i Muhammed’in halini aynel yakin gördükten sonra biraz derinlikli analizler beklerdim.
Mesela Arafat’ın veda hutbesi irad edilirkenki hali ile bugünkü herc ü merc ve panayır havasını [[[- yollardaki sac kavurma partilerini; sağda solda
allı-pullu, aynalı develerle hatıra fotoğrafı çektiren hacıları (!) , Mina'ya şeytan taşlamağa giderken gerek Muzdelife Mina arasında gerekse Şeytan mahallinde
geçiş yerlerini işgal eden Çin mali adi saat, tarak, incik-bocuk tezgahı açan tacirleri (!), bir yandan minik derecikler haline gelmiş akıntının kenarına
durmuş cemaatle namaz kılan Uzakdoğu, Hind kıtası Müslümanlarını görmemiş olamazsınız....]]] kıyas ile Rasulullah'ın ümmetinin halini müşahede ettiğindeki
hissiyatını dile getirmenizi isterdim.
Ben Arafat'ta vakfe yaparken Rasulullah'ın orada ruhani olarak varlığını ve ruhani temessülünü düşündüğümde - Allah şahid- gözyaşlarıma engel
olamadım.
Belki Cebel-i Nur'a, Hira mağarasına ziyaret fırsatı bulamamış olabilirsiniz. Öyleyse Hira mağarası tırmanışının zirveye yakın kısmında bir çardak
altında beslenen keçi sürücüğünü ve Cebel-i Nur yamaçlarındaki başıboş maymun kolonisini de görememiş olmalısınız.
Ennetice, Ümmeti Muhammed'in her ferdi için Mekke ve Medine bölgesinde mülkiyet hakki iddia edilmesi gerekliliğine olan inancım bu sefer 10 yıl ara ile yaptığım değerlendirmede gördüm ki artik farz-i kifaye olmaktan çıkarak her mümin için farz-i ayn olmuştur.
Bizim o topraklardaki 400 yıllık mazimizin ek mülkiyet hakkımız konusundaki anlamını göz ardı etsek bile bu hükmüm caridir.
Bilvesile Haccınızın ve Haccımızın mebrur u makbul olması niyazlarımı arz ederim...
Vesselam.
El-Hacc Dr. ... ....
Kitabın Haziran 2010 tarihli baskısında ismimi vermeden e-mailimin bir kısmı ile dile getirdiğim hususlarda kendi kanaatini de yazdığını gördüm.
Ahmet Turan ALKAN'ın kitabının sonundaki Hacc Rüyası'nı (Nasıl bir Hicaz görmek istediğini ve nasıl bir hacc yapmak istediğini anlatan satırları) okurken acı acı gülümsedim. Çünkü yazarın Hacc ruyası tam tersine çıkmış tenkid ettiği konular olumsuz yönde birkaç kez katlanırken görmek istedikleri birkaç Kaf dağının ardına hicret etmişti...
Alıntı:
Hac Günlüğü
Ahmet Turan Alkan İstanbul / Haziran 2010
ISBN 978-975-437-775-0
2.Basım
Fiyatı: 8,00 TL
NEREDEN ÇIKTI BU MECANİ IRGATLAR YAHU?
Bundan on beş sene kadar önce Mimar Mahmut Kirazoğlu, Medine’de Kuba Mescidi’nin onarımı ve inşaat işlerini yürütürken nice zaman sonra bir aykırılık dikkatini çekmiş. Yevmiye defterine göre inşaatta kırk küsur civarında işçi çalışması gerekiyormuş; hâlbuki inşaat sahasında en az yüz civarında işçi çalışmakta imiş. Meseleyi biraz tahkik eden Mahmut Kirazoğlu Bey fark etmiş ki, bizim hacılar, “Efendimizin mescidinin inşaatında çalışmaktan daha âlâ sevap mı olur” düşüncesiyle çaktırmadan inşaat sahasına girip akşama kadar zevk ile çalışmakta imişler. Meğer bu inşaatta çalışma meselesi, o günlerde Medine’deki Türk hacılar arasında efsane haline gelmiş, millet neredeyse sıraya girip inşaata “sızmakta” imiş.
ÖTÜKEN YAYINLARI
http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=475514 Yine de Hacc veya Umre yapmak isteyenlere Ahmet Turan ALKAN'ın kitabını ( baştan ayağa samimiyet ile yazılması yönüyle) yola çıkmadan önce okumalarını ve hatta yanlarına alarak bir de oralarda göz atmalarını salık veririm.
***
Bu son umre ziyaretimiz ile "2 Hacc ve 3 umreyi tamamlamış yeterince tecrube kazanmış bir müslüman" olarak kendi değerlendirmelerimi de inşaallah bir gün müstakil bir kitap halinde yayınlayabilmem için vesilelerini halketmesini Rabb'imden niyaz ederim.