Meşhur görüş Yûnus Sûresi'nin Mekke'de nazil olan surelerden olduğudur. Bazıları 40 ve 94-95 âyetlerini istisna ederek bunların Medine'de nazil olduğunu söylemişlerdir.
Bunlardan Mukâtil, sadece 94 ve 95. âyetlerinin Medine'de; Kelbî de sadece 40. âyetinin Medine'de ve yahudiler hakkında nazil olduğunu söylemişlerdir. Bu üç âyetin istisnası ile kalanının Mekke'de nazil olduğu İbn Abbâs'tan da rivayet edilmiştir.[1]
Sadece 58 ve 59. âyetlerinin Medine'de, geri kalan bütün sûrenin ise Mekke'de nazil olduğu da söylenmiştir.[2]
İbnu'l-Fâris ve Sehâvî, başından itibaren 40 âyetin Mekke'de, kalanının da Medine'de nazil olduğunu nakletmişlerdir.[3]
2. İçlerinden bir adama "İnsanları inzâr et ve iman etmiş olanlara Rableri katında yüksek bir makam olduğunu müjdele" diye vahyetmiş olmamız insanların tuhafına mı gitti ki o kâfirler: "Bu, apaçık bir büyüdür. " dediler.
İbn Abbâs der ki: Allah Tealâ, Muhammed (sa)'i elçisi olarak gönderdiği zaman araplar, ya da onlardan kâfir olanlar bunu inkâr ettiler ve: "Allah, elçisinin Muhammed gibi bir beşer olmasından uzak ve yücedir." ve "Allah, peygamber olarak göndermek üzere Ebu Talib'in yetiminden başkasını bulamadı mı?" dediler ve işte bunun üzerine Allah Tealâ bu" âyet-i kerimeyi indirdi.[4]
Suyûtî, İbn Abbâs'tan gelen bu rivayeti, başka âyetlerin de nüzul sebebi olacak şekilde genişletmiştir. Bu rivayette İbn Abbâs şöyle demiş: Allah Tealâ, Muhammed (sa)'i Elçisi olarak gönderince araplar onu inkâr ettiler, ya da araplardan onu inkâr edenler: "Allah, elçisi bir beşer olmaktan yüce ve münezzehtir." dediler. Bunun üzerine Allah Tealâ: "İçlerinden bir adama "İnsanları inzâr et ve iman etmiş olanlara Rableri katında yüksek bir makam ohduğunu müjdele" diye vahyetmiş olmamız insanların tuhafına mı gitti?..." ve "Senden önce kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını Biz peygamber olarak göndermedik..." (Nahl, 16/43) âyet-i kerimelerini indirdi. Allah Tealâ böylece onlara hüccetlerini tekrar tekrar bildirince bu sefer başka bir bahaneye sarıldılar ve: "Madem ki Allah'ın elçileri beşerden olacak. O halde Muhammed'den başkası bu risalete elbette daha lâyıktır. Bu Kur'ân, bu iki kasabada Muhammed'den daha şerefli, daha büvük bir adama indirilmeli değil miydi?" dediler. Bununla Mekke'den el-Velîd ibnu'l-Muğîra'yı, Tâifden de Mes'ûd ibn Amr es-Sekafî'yi kastediyorlardı. İşte bu sözleri üzerine de "Rablerinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar?..." (Zuhruf, 43/32) âyetini indirdi.[5]
6. Gece ile gündüzün değişmesinde, Allah'ın o göklerde ve yerde yarattıklarında sakınan bir topluluk için elbette âyetler vardır.
Mekke müşriklerinin Hz. Peygamber (sa)'den, kendilerine mucize getirmesini istemeleri üzerine nazil olduğu söylenmiştir.[6]
11. Eğer Allah, insanlara hayrı çarçabuk istedikleri gibi, şerri de sûr 'atle verseydi süreleri hemen bitmiş olurdu. İşte Biz, Bize kavuşmayı ummayanları böyle azgınlıkları içinde bocalamaya terkederiz.
Bu âyet-i kerimenin "Ey Allahım, eğer bu senin katından bir hak ise gökten başımıza taş yağdır." demiş olan en-Nadr ibnu'l-Hâris hakkında indiği söylenmiştir.[7] Kurtubî bu kavli Mukâtil'e nisbet eder.[8]
12. İnsan bir sıkıntıya düşünce yan gelip yattığı, oturduğu veya ayakta bulunduğu anlarda Bize yalvarıp yakarır. Biz sıkıntısını giderince de başına gelen sıkıntıdan ötürü Bize hiç yalvarmamışa döner.Böylece aşırı gidenlere yapmakta oldukları güzel gösterilmiştir.
İbn Abbâs ve Mukâtil bu âyet-i kerimenin Ebu Huzeyfe Hâşim İbnu'l-Muğîra ibn Abdullah el-Mahzûmî hakkında nazil olduğunu söylerler.
Ata ise Utbe ibn Rabîa ve el-Velîd ibnu'l-Muğîra hakkında nazil olduğunu söylemiştir.[9]
15. Ayetlerimiz onlara açık açık okununca Bize kavuşacaklarını ummayanlar: ''Bundan başka bir Kur 'ân getir, veya bunu değiştir." dediler. De ki: "Onu kendiliğimden değiştiremem, ben ancak bana vahyolunana tâbi olurum. Ben, Rabbıma karşı gelirsem büyük bir günün azabına uğramaktan korkarım. "
Mücahid bu âyet-i kerimenin Mekke müşrikleri hakkında nazil olduğunu söylerken Mukâtil bu âyet-i kerimenin, haklarında nazil olduğu beş kişinin isimlerini şöyle sıralar: Abdullah ibn Ebî Ümeyye el-Mahzûmî, el-Velîd ibnu'l-Muğîra, Mikrez ibn Hafs, Amr ibn Abdullah ibn Ebî Kays el-Amirî, el-As ibn Amir ibn Hişâm. Bunlar, Hz. Peygamber (sa)'e: "Bize içinde Lât ve Uzzâ'ya ibadeti terketmemizin bulunmadığı bir Kur'ân getir." demişler de âyet-i kerime bunun üzerine nazil olmuş.[10] Mukâtil rivayetinde bu beş kişinin, Mücâhid rivayetinde söylediklerine ek olarak: "Eğer Allah sana böyle bir Kur'ân indirmiyorsa sen böyle bir Kur'ân söyle veya Allah'ından sana geleni bu şekilde değiştir; azâb âyeti yerine rahmet âyeti koy, haramın yerine helâli, helâlin yerine haramı koy." dedikleri de kaydedilmektedir.[11]
Kelbî de "Ey Muhammed, içinde senden istediklerimizin bulunduğu başka bir Kur'ân getir bize." diyerek Hz. Peygamber ve Kur'ân'la alay edenler hakkında indiğini söylemiştir.[12]
18. Onlar- Allah'ı bırakarak kendilerine fayda da, zarar da veremiyecek şeylere tapınırlar Bımlar, Allah'katında bizim şefaatçiler imizdir." derler. De ki: Siz Allah a. göklerde ve yerde, bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? Allah, onların ortak koşmalarından (ve ortak koştuklarından) münezzehtir, yücedir.
İkrime'den rivayete göre "Kıyamet günü olunca Lât ve Uzzâ bana şefaat edeceklerdir." diyen en-Nadr ibnu'I-Hâris hakkında nazil olmuştur.[13]
21. Kendilerine dokunan sıkıntılardan sonra insanlara bir rahmet tattırdığımızda hemen âyetlerimize düzen kurmaya kalkışırlar. De ki: "Düzen kurmada Allah en hızlıdır ve hiç şüphesiz elçilerimiz de kurduğunuz düzenleri yazmaktadırlar
Maverdînin zikrettiğine göre bu âyet-i kerimenin nüzul sebebi şudur: Hz. Peygamber ısa*. Mekke müşrikleri için "Allahım, Mudar üzerine baskınını şiddetlendir. Aiiahım onlara Yûsuf un yedi kıtlık seneleri gibi kıtlık seneleri ver." diye beddua ettiğinde yedi sene kıtlık ve sıkıntıya duçar kaldılar da Ebu Süfyân, Rasüluüah (sa)"a gelip: "Allahının bize bolluk vermesi için dua et. Eğer bize bir bolluk verilirse seni tasdik edeceğiz." dedi de Rasûlullah dua etti ve onlara yağmur yağdın İdi. sulandılar ve fakat iman etmediler.[14]
42. îçlerinden sana kulak verenler var. Fakat sen, sağırlara işittirebilir misin ? Üstelik bir de akılları ermiyorsa.
Bu âyet-i kerimenin nüzul sebebinde biri Efendimizle ve Kur'ân'la alay edenler, biri Medineli yahudiler, bir diğeri de Kureyş müşrikleri olmak üzere üç rivayet vardır:
1. Medine yahudiieri Rasûlullah (sa)'ın yanına gelirler, Kur'ân dinlerler; bu hoşlarına gider, dinlemek isterler ve fakat şekavetleri galip gelir de iman etmezlerdi. İşte bunun üzerine bu âyet-i kerime nazil oldu.
2. Hz. Peygamber ve Kur'ân ile alay edenler hakkında nazil olmuştur. Bunlar, sırf alay etmek ve yalanlamak için gelir Kur'ân'ı dinlerler ve ondan hiç istifade etmeyi düşünmezlerdi. İşte bu âyet-i kerime onlar hakkında nazil olmuştur.
Bu iki kavil İbn Abbâs'tan rivayet edilmiştir.
3. Mukâtil ise bu âyet-i kerimenin Kureyş müşrikleri hakkında indiğini söylemiştir.[15]
59. "Allah 'in size indirdiği, sizin de bazılarını haram, bazılarını da helâl kıldığınız rızıklar hakkında ne dersiniz? " De ki: "Allah mı size izin verdi, yoksa Allah 'a iftira mı ediyorsunuz?"
İbn Abbâs, Mücâhid, Dahhâk, Katâde ve Abdurrahman ibn Zeyd ibn Eşlem bu âyet-i kerimenin de En'âm Sûresinin 136. âyeti gibi müşriklerin bahîra, sâibe ve vasîleyi haram kılmalarını reddetmek üzere indiğini söylemişlerdir.[16]
***
[1] Kurtubî, ei-Câmiu li-Ahkâmi'1-Kur'ân, VIII,194. [2] ibnui-Cevzî, Zâdu'i-Mesîr, rv,3. [3] Alûsî,Rûhui-Maânî,xi,58. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 1/496. [4] Vahidî, Esbâbu'n-Nuzûl, s. 185; Taberî, Câmiu'l-Beyân, Xl,58; Kurtubî, age. VIII, 195. [5] Suyûtî. Lubâbu'n-Nukûl. 1.213-214.Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 1/496-497. [6] Kurtubî, age. vm, 198-199.Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 1/497. [7] Alusi, age. xi.78. [8] Kurtubî, age.VIIU01.Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 1/497. [9] İbnu'l-Cevzî, age IV, 12.Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 1/498. [10] Vâhtdî, age. s 185. [11] Alûsî, age. XI,85. [12] Vahidî, age s. 185.Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 1/498. [13] Alûsî, age. X1.88Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 1/499. [14] ibnu'i Cevzî, age. rv,i7Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 1/499. [15] İbnu'l-Cevzî, age. IV,34-35.Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 1/499-500. [16] ibn Kesîr, Tefsîru'l-Kur'âni'l-Azîm, IV.211.Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 1/500.
_________________ " Hayrlar feth olsun ; şerler def olsun !..."
|