Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 8 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Dr. Davut İbrahimoğlu: Pozitif Düşünce
MesajGönderilme zamanı: 19.03.12, 17:00 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 15.05.11, 23:36
Mesajlar: 31
POZİTİF DÜŞÜNCE VE BEYİN GÜCÜ

Psikolog Dr. Davut İbrahimoğlu


Kardeşim sen düşünceden ibaretsin
Geriye kalan et ve kemiksin
Gül düşünürsün , gülistan olursun
Diken düşünürsün dikenlik olursun
MEVLANA


Pozitif düşünce , olumsuzluklara razı olmayan,her koşulda yapabilecek iyi bir şeyin olduğuna inanan , insan hayatını olumlu yönde etkileyen bir düşünce tarzıdır. Bu gün artık iş, spor ve sanat dünyasında bile pozitif düşünce ve beyin gücü verim arttırıcı bir faktör olarak kabul edilmektedir. Doğu felsefesinin ana kaynağı olan pozitif düşünce günümüzde batı tıbbının da benimsediği sihirli bir kelimedir.

Doğada , evrende her şey karşılıklı etkileşim halindedir.Zihinle beden arasında da böyle bir etkileşim vardır. Zihindeki olumlu düşünceler bedende bir takım olumlu sonuçlar yaratıyor.Mutlu insanlarda veya ızdırabını dindirme imkanı arayan kişilerin beyninde,Endorfin denilen bir çeşit doğal morfin salgılanır. Bu morfin bildiğimiz morfinden en az yüz kez daha güçlüdür.Kişinin ızdırabını dindirmesine yardımcı olur.Bu da insana mutluluk verir.

İnsanlar ne kadar mutlu ne kadar pozitif olurlarsa ürettikleri nöropeptid denilen protein zincirleri daha sağlıklı olur ve bağışıklık sistemi daha da güçlenir.

Bu gün artık başarının yolu pozitif düşünmekten geçiyor.Bu iki kelimeyi hayat felsefesi olarak benimseyen, insanlar, umudunu , güvenini, iyimserliğini kaybetmeden kendine güvenen,cesur ve inisiyatif sahibi bireyler olduklarını çevrelerine hissettiriyorlar.

Pozitif düşünen kişiler , pozitif enerji veren insanlarla arkadaşlık ediyorlar,pozitif enerji veren yiyeceklerle besleniyorlar,pozitif enerji yüklemek için spor ve meditasyon yapıyorlar. Sizi daha güçlü kılacak şu yaşam felsefesine kulak verin.

MİZAH DUYGUNUZU YİTİRMEYİN

Mizah duygusu çok önemlidir. Onu yanınıza almadan sakın evden çıkmayın. Kendinize gülmeyi bilin. Yoksa kendinizi çok ciddiye alır ve bu kadar yükseklerde dolaştığınız için alay konusu olursunuz.Mizah bir savunma mekanizmasıdır.Mizah ruh sağlığımızı korur.Mizahın en önemli işlevlerinden birisi de öfkenin sakinleştirilmesidir.Diğer işlevi geribildirimdir. Yaratıcılık gücümüzü arttırır. Ancak mizah yerinde ve zamanında , tatlı ve kıvamında olmalıdır. Yoksa insanları incitir ve asıl hedefinden uzaklaşır.

İDEALİST OLUN

Biz dünyaya yalnızca yaşamak için değil , bir fark yaratmak için geliyoruz. Diyelim ki vurmak istediğiniz hedef “AY” ama isabet ettiremediniz. Yinede yıldızlardan birini vurabilirsiniz. Eğer bir hayaliniz yoksa , hayalinizi gerçekleştirme şansınız olabilir mi ? Daha çok düşünün , daha çok risk alın ve daha çok eylemde bulunun. İsminizi başkalarının kalplerine kazıyın, böylece sonsuza kadar yaşarsınız.

CESUR OLUN

Eğer doğru olduğuna inandığınız şeyi yaparsanız , ödülünüzü alırsınız. O da öz saygıdır. Bir ev satın alabilirsiniz, ama yuva satın alamazsınız. İnsanları satın alabilirsiniz , ama dostlar satılık değildir. Hatta kendinize bir ün bile alabilirsiniz. Ama karakter ? İşte doğru olduğuna i nandığınız şeyi yapmanız bu yüzden önemlidir. Bir zorlukla karşılaştığınızda onunla dost olmak çok etkili bir yaşam gücüdür. Mark Twain.” Olumsuzluklar insanın kendisini tanımasını sağlar “ demiştir.

KORKULAR

Korku insanlığın bir numaralı düşmanıdır. Her nesilde en azından birkaç büyük adam , korkunun kendisinden başka korkulacak bir şey olmadığını hatırlatır bizlere. Tüm insanların ortak bir temel korkusu yoktur ; tüm korkular sonradan kazanılmıştır. İnsanoğlu kazandığı tüm bu korkuları içindeki sevgi , güç ve sağlam akılla ortadan kaldırabilir.

Deepek Chopra yaratıcı güç ile ilgili şöyle der: “sizin için en önemli gerçek, gücünüzü aldığınız kaynaktır. Yaratıcı güç aklımızı ve bedenimizi şekillendirir, evrimin gücüde budur. Yaratıcı gücünüzle ilişki kurun. Yaşamın tümünü kaplayan üç temel güç vardır. Bunlar ;

*Yaratma
*Koruma
*Yok etme

Yaratıcılık gücünü egemen kılan kişiler başarılı olmuşlardır. Kendi güçlerinin kaynağının yine kendileri olduklarını bilirler ve aşağıdaki özelliklere sahiptirler.

Sessizliğin tadını çıkarmayı bilirler,
Doğayı hisseder ve ondan zevk alırlar,
Kendi duygularına güvenirler,
Kargaşa içinde de işlerine odaklanırlar,
Çocuklar gibi onlarda hayal kurmaktan hoşlanırla
Kendi bilinçlerine güvenirler, her hangi bir görüşe katı bir şekilde bağlı değildirler,


"AF VE BAĞIŞLAMA"

Affetmek , bir başka insana veya kendinize karşı içinizde duyduğunuz öfkenin yerine sevgiyi koymaktır. Affetmek, öfkenin nefretin , acının , suçlamanın, kurban olma duygusunun, kendini haklı çıkarma çabasının üzerinizde yarattığı ağırlığı alır.

Doğru düşünen kişi bilinçsiz huzur, rahatlık ve iyi beslenmeyi yaşamında yerleştirir, diğer doğru alışkanlıklarda kendinde terbiye olur. Doğru af ve bağışlama yüzeysel ve tesadüfi bir eylem değildir. Belki zihin ve ruhun derinliklerinde bir arıtma ve tasfiye etme bir yaklaşımdır. Gerçek af ve bağışlama zaman ve dayanma gücü ister ve bu kesinlikle şuur altı düzeylerini temizler.

Her tür kin ve öfke zihni tırmalar ve bedenin hasta olmasına sebep olur. Samimi bir şekilde af ve bağışlama yapmazsanız tam şifa gerçekleşmez. Nefret ve öfke , eleştiri, serzeniş, hışım ve hesaplaşma isteği ve başkalarının eziyetini görme isteği , hepsi canı solgunlaştırır ve insanın sağlığını çalar. Bunun için size yapılan bütün eziyetleri af etmek size yararlı olacaktır. Bir kişiden veya bir pozisyondan nefret ettiğinizde çelikten daha güçlü bir halka ile o kişiye veya o pozisyona bağlanırsınız. Af ve bağışlama, kurtulmak için tek yoldur.


ŞİMDİYİ YAŞAMAK

Geçmiş ve gelecek , aşikar bir biçimde , kendi başına bir realiteye , bir gerçekliğe sahip değildir. Tıpkı ayın kendi başına , bir ışığa sahip olmayıp sadece güneşin ışığını yansıtabilmesi gibi geçmiş ve gelecek de sadece ebedi şimdinin ışığının , gücünün ve realitesinin solgun yansımalarıdır.

Onların realitesi şimdiden ödünç alınmıştır.
Ne kadar an'dan uzaktaysak o kadar özümüzden uzaktayız.
Ve de mutluluktan , huzurdan , ve de sevgiden. Tek gerçek an'dadır.

Gerçek dışı yaşadığımız zamanda ( yani şimdinin dışında) mutsuz , huzursuz ve sevgisiz oluyoruz. Gerçek dışı yaşamak, insanoğluna bugüne dek bir yarar sağlamadı.

Şimdi size Ömer Hayyam’ın bir dörtlüğünü söylemek istiyorum :

Gönlüm aranıp dünleri feryat etme
Kam almak için yarınlar icat etme
Dünler düş olup gitti ,yarınlarsa hayal
Cahilce şu gerçek günü berbat etme.


OLUMLU DÜŞÜNMENİN GÜCÜNÜ GELİŞTİRMEK

1.Başarıyı düşünün başarısızlığı değil. Başarıyı düşünmek , başarı üretecek planlar yaratması için zihninizi şartlandırır. Başarısızlığı düşünmek , zihni başarısızlık üretecek diğer düşünceleri harekete geçirmek üzere şartlandırır.

2. Kendinize hep düşündüğünüzden daha iyi olduğunuzu anımsatın. Başarılı insanlar süpermen değillerdir. Başarı süper bir zeka gerektirmez. Ayrıca başarı da ne mistik bir yan ne de şans temeli üzerine kurulmuştur.

3. Büyük düşünün . Başarının büyüklüğü inancınızın büyüklüğüyle belirlenir. Küçük hedefler düşünüyorsanız küçük başarılar bekleyin. Büyük hedefler düşünürseniz büyük başarılar kazanırsınız.


BAŞARIYA GÖTÜREN YEDİ İNANÇ

1.Her şey bir neden ve amaç için vardır.
2.Başarısızlık diye bir şey yoktur, sadece sonuçlar vardır.
3.Ne olursa olsun sorumluluğu üstlenmekten kaçınmayın.
4.Bir şeyi kullanabilmeniz için onu anlamış olmanız gerekmez.
5.En büyük kaynağımız insanlardır.
6.Çalışmak bir oyundur.
7.sorumluluk almadan gerçek başarı gerçekleşmez.

Dünden bugüne elde ettiğiniz kazanç nedir? Cevap tabii ki deneyimdir. Başarısızlıktan korkan insanlar kafalarında hep nelerin ters gideceğini düşünürler. Buda ulaşmak istedikleri sonuca doğru adım atmalarına engel olan tek nedendir.

Başarısızlıktan korkuyor musunuz ? Öyleyse öğrenmeye ne dersiniz? İnsanlığın deneyimlerinden faydalanarak , yaptığınız her şeyde başarılı olabilirsiniz.

Mark Twain , "Genç bir karamsarın görüntüsünden daha acıklı bir görüntü olamaz" , diyor. Başarısızlığa inanan insanlar vasat olmayı garantilerler. Başarısızlık büyük işler yapan insanların düşünmediği bir kavramdır. Başarısız bir adımdan sonra yersiz hislere kapılmazlar.


Size bir adamın hayat hikayesini anlatayım. Bu adam:

21 yaşında işinde başarısız olmuş,
22 yaşında bir yasama seçimini kaybetmiş,
24 yaşında tekrar işinde başarısız olmuş,
26 yaşında karısı vefat etmiş,
27 yaşında ruhsal bunalıma girmiş,
34 yaşında kongre seçimlerini kaybetmiş,
36 yaşında tekrar kongre seçimlerini kaybetmiş,
45 yaşında senato seçimlerini kaybetmiş,
47 yaşında başkan yardımcısı seçimlerini kaybetmiş,
49 yaşında tekrar senato seçimlerini kaybetmiş,
52 yaşında Amerika birleşik devletlerine başkan seçilmiş kişidir ve adı da Abraham Lincoln'dur.

Eğer , o bu olayları başarısızlık olarak nitelendirseydi acaba başkan olabilir miydi? Mümkün değil.

Thomas Edison hakkında ünlü bir hikaye vardır. 9999 kere denedikten sonra kusursuz ampulü keşfedemeyince biri sorar, " 10.000 ninci başarısızlığı da göze alacak mısınız?" o da cevap verir:

"Başarısız olmadım, yalnızca ampulü keşfetmeyen bir yol daha buldum." O değişik yaklaşımların , değişik sonuçlar verdiğini keşfetmiş oldu.

Şampiyonlar , liderler ve amirler gibi kişisel güce sahip insanlar; bir konuda arzu ettikleri sonucu alamadıklarında bunu başarısızlık değil , yalnızca bir geri besleme olarak düşünürler.


AMAÇLARA ULAŞMAK İÇİN BEŞ İLKE

1.Kendiniz için ideal zihinsel imajı belirleyin.
2.Çaba göstermeden, yalnızca inanmak hiçbir işe yaramaz.
3.Düşüncelerinizi kendinize saklayın.
4.Esnek olun , gerekirse plan değişikliği yapın.
5.Gözlerinizi hedeften ayırmayın, işi yarı yolda bırakmayın.

SORUNLARINIZI ÇÖZMEDE UYGULAMANIZ GEREKEN ÖNEMLİ ADIMLAR

1. Her sorunun muhakkak bir çözümü olduğuna inanın.
2. Sakin bir insan olun .
3. Gerginlik gücünüzü alır götürür. Sorununuza soğukkanlılıkla yaklaşın.
4. Önünüzde ki soruna muhakkak cevap bulacağım diye kendinizi zorlamayın. Zihninizi serbest bırakın baskı altında tutmazsanız, en iyi çözüm yolunu bulursunuz.
5. Bütün faktörlere objektif ve tarafsız bir gözle bakın, duygusal olmayın.
6. Sorunla ilgili faktörleri bir kağıda yazın. Bu yöntem sizin daha duru bir şekilde düşünmenizi sağlar.
7. Bütün faktörlerin birbiriyle ilişkisini görebilirsiniz.
8. Sezgilerinize inanın.

Her tohumun kendi cinsinden meyve vermesi kaçınılmazdır ve düşüncede kaderin tohumudur.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Dr. Davut İbrahimoğlu: Pozitif Düşünce
MesajGönderilme zamanı: 19.03.12, 17:02 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 15.05.11, 23:36
Mesajlar: 31
Pınar KİBAR
pinar@habername.com
YAZARIN BİYOGRAFİSİ
Pozitif düşünce gücü

17 Şubat 2011 Perşembe



Nefes alıp verdiğimiz tam anlamıyla teneffüz ettiğimiz şu dünya da sıkıntılar, acılar, tatlılar ve olumsuzluklar cereyan edecektir. Bundan kaçış mümkün değildir. Lâkin burada önemli olan algılayış ve olayı gözümüzde değerlendiriş şeklimizdir. Hiç düşündünüz mü neden bazı insanlar sürekli iyimser? Umut dolu…

Bunlar kendilerini mi aldatıyorlar, yoksa gerçekten bizden farklı şekilde mi görüp yaşıyorlar?

Yoksa „Güzel düşünen güzel görür, güzel görende hayatından lezzet“ alır sözünü hayatlarına düstûrmu edinmişler?

İyimserlik ilahi bir lütuf mu, insan tabiatının ender tecellilerinden mi, yoksa çok az gerçekleşen kimyasal bir reaksiyon mu?

Nedir gerçekten bu iyimserlik ve insanlar ne yapınca iyimser olabiliyor?

İyimserlik „kazanılabilecek“ bir olgudur. Çünkü herşey nitekim düşüncelerimizin sonucudur. Olumlu düşündüğünüzde hayatınıza olaylara olumlu bakarsınız. Baktığınız andan itibaren ise lezzet almayada başlarsınız.

Bir büyük çiçek demetinde tek bir solmuş yaprağı görmek de bizim tercihimizdir, bütün bir demetin güzelliğini yaşamak da. Tam tersi olabilirdi. Solmuş bir demet içinde canlı kalmayı başaran tek bir çiçekte ki güzelliği yaşamak da mümkün.

Ne istediğimize karar verip düşüneceğiz. Olumlu düşünceler, sevgi ve şükran duygusu, yaşamımızdaki tüm olumsuzlukları ortadan kaldırır.

Ve hatta ürettiğimiz her pozitif düşünce evrende ki diğer pozitif düşüncelerle buluşur ve bir pozitif enerji bulutu şeklinde bize geri döner. Eğer negatif düşünürsek bu kez negatif enerjiyi kendimize çekeriz.

İnsanlara olan nefret, kin, öfke, haset vb negatif enerjilerin bize yan etkisinden başka bir faydası yoktur.

Bu olumsuz duygular daha yaradılışımızda genlerimize kodlanmış olan insanca duygulardır aslında. Bunların hiç biri irade istemez. Bunlar için kendimizi eğitmemiz gerekmez. Bir insana öfkelenmeyi, kin tutmayı öğrettiğiniz oldu mu hiç? Ya Siz öfke duymak için özel bir çaba sarfettiniz mi? İşte çaba sarfetmeden gelişen bu duygular nedeniyle önce negatiflerle karşılaşırız. Belki de bu nedenle hayat bize zor gelir. Çünkü hem kendi içimizde hem de dışarıda var olan negatiflerle nasıl başedeceğimizi öğrenmek zorundayız.

Hayattan lezzet alalım. Almaya çalışalım, olumsuzluklardan olduğunca uzaklara kaçalım. Bir eserin ilk başlığında ne güzel ifade edilmiş: „Negatif limandarlan pozitif sulara“.

Hz. Bediüzzaman da şöyle soruyor, “Bu dünya neden herkese terakki dünyası olsun da bize tedenni (gerileme) dünyası olsun”. Yerden göğe kadar hakkı var. Dünyadan da nasibimizi almayı unutmasak daha iyi olmaz mı?. Şu koskoca kâinat her bahar nasıl kendisini tazeliyor. Kâinatın ev sahibi ne kadar da zevk sahibi. Sofrasını önce çicekler ve güzel kokularla donatmış. Sonra ardı arkası kesilmeyen nimetlerini servise koyuyor. Hepsi birbirinden güzel, birbirinden iştah çekici, birbirinden temiz ve lezzetli. “yiyin için ama kıymet bilmemezlik etmeyin” diyor.

O halde karamsarlığı bir köşeye atıp, hayatın hazzını çıkartmaya çalışsak hayattan daha farklı lezzet alacağız kanaatimce. Bir kere daha gelinmeyecek dünyayı değerlendirelim. Elbette ki bu sözü herkes kendi kabiliyetine göre anlayacak.

İnanıyoruz ki helal daire keyfe kâfîdir. Zevk illede helal dairesi dışında da değildir.

Öyleyse şu andan itibaren sevmeye başlıyalım. Severek hayata daha güzel bakmasını öğreniriz. Güzel bakmayı öğrendiğimiz an güzel görmeyi de başarabiliriz. Ve bu da sonuçta LEZZET almamızı sağlayacaktır.

http://www.habername.com/yazi-pinar-kib ... u-6350.htm

http://www.psikoenerji.com/makaleler.i1 ... brahimoglu

http://www.youtube.com/watch?v=Ji2XEZsy2cY


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Dr. Davut İbrahimoğlu: Pozitif Düşünce
MesajGönderilme zamanı: 19.03.12, 17:05 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 15.05.11, 23:36
Mesajlar: 31
Pozitif Düşünce Gücüyle Mutlu Yaşamın Sırları

Louise L.Hay


Doğduğumuzda tamamen iç dünyamızla iletişim halinde saf, temiz, açık bir zihinle dünyaya geliyoruz. Fakat büyüdükçe etrafımızdaki yetişkinlerden korkmayı ve sınırlarımız olduğunu öğreniyoruz. Ve bizler de birer yetişkin olduğumuz zaman farkında olmadan pek çok negatif düşünce geliştirmiş oluyoruz. Sonunda hayatlarımızı ve deneyimlerimizi bu yanlış düşüncelerin üzerine kurmaya meyilli oluyoruz.

Sevgiyle Baktığımda Her Şeyi Açıkça Görebiliyorum

Suçlayıcı düşünceleri affedici düşüncelerle değiştiriyorum;

Üst Benliğim bana acısız bir yaşam sürmek konusunda rehberlik ediyor. Acıyı gördüğüm anda tıpkı içimdeki bilgeliğe uyanmam gerektiğini söyleyen bir çalar saat çalmışçasına uyanırım. Eğer acı hissediyorsam hemen zihinsel olarak kendimi telkin etmeye çalışırım. “Acı” kelimesini “his” kelimesiyle değiştiririm. Bedenim pek çok şey “hisseder”. Bu ufacık sözcük değişimiyle bilincim üzerine ve iyileşmeye odaklanırım. Böylece kolaylıkla iyileşebilirim. Eğer zihnimi biraz olsun aşağı çekebilirsem bedenim de aynı şekilde odak noktalarını başka yerlere dağıtacaktır. Bedenimi ve zihnimi seviyorum ve birbirlerine bu kadar bağlı oldukları için minnettarım.

Sevgiyle, Her Şeyi, Her Açıdan, Açıkça Görebiliyorum

Açıkça Görebiliyorum;

Görüşüm ve amaçlarım benim için son derece açık. İç benliğim beni her zaman en iyiye ve en yükseğe doğru yönlendiriyor. Sonsuz yaşamla, her şeyin kusursuz, tam ve bütün olduğu o noktayla aramda bağlar kuruyorum. Her şeyin değiştiği bu dünyada olayların merkezi benim. Herkesin ve her şeyin içindeki iyiliği görebiliyorum.

Affetmek Her Zaman Ve Her Yerde Yanımda Taşıdığım İyileştirici Bir Araçtır

Affetmeye hazırım;

Eleştiri, korku, suçluluk, pişmanlık ve utanç duygusunu üzerimden attığım zaman özgür olduğumu hissediyorum. Bu sayede kendimi ve diğer insanları affedebilirim. Bu hepimizi özgür kılacaktır. Eski meseleleri kapatmaya hazırım. Geçmişte yaşamayı reddediyorum artık. Bu yükü uzun zamandır sırtımda taşıdığım için kendimi affediyorum. Kendimi ve başkalarını sevmeyi bilmediğim için kendimi affediyorum. Her insan kendi davranışlarından sorumludur ve hayatta ne ekerse onu onu biçerler. Bu nedenle kimseyi cezalandırmama gerek yok. Ben de dahil olmak üzere hepimiz kendi bilinçlerimizin yasaları altında yaşıyoruz. Kendi adıma kin tutan yönümü bir kenara bırakıyorum ve sevgiyi kucaklıyorum. Ve şimdi iyileşiyorum.

Bütün Alışkanlıklarım Beni Olumlu Yönde Destekleyen Alışkanlıklardır

Mükemmel olma ihtiyacını bir kenara bırakıyorum

Kötü bir alışkanlığımı bırakmaya çalışırken bu ilk başta bir sorun gibi görünebilir. Bu sorunları kalbimin derinliklerinde sevilmeyi bekleyen köşeler olarak tanımlıyorum. Evrenden korkularımı yenmem için bana yardım etmesini istiyorum ve yeni bir anlayış düzeyine geçmeye çalışıyorum. Olumsuz alışkanlıklarıma ve inançlarıma sevgiyle bakmayı öğreniyorum. Eskiden “Of, bundan kurtulmak istiyorum” derdim. Şimdi bir takım alışkanlıklarımın bir amaca hizmet ettiğini düşünüyorum. Böylece eski alışkanlıklarımı sevgiyle geride bırakıyorum ve bu ihtiyaçlarımı giderecek daha pozitif yollar keşfediyorum.

Tanık Olduğum Her Şeyi Sevgiyle Karşılıyorum

Günün yirmi dört saati aydınlanmak benim işim;

Sevgiye uyanmak her sabah yaptığım şey. Her sabah zihnimi açıyorum ve SANKİ şimdiden Mükemmelliğe, Bütünlüğe, ve Tam Olmaya ulaşmışım gibi davranıyorum. Kalbim bütün iyiliklere açık ve içimde, ihtiyacım olan şeyleri elde etmek için duyduğum çaba ve stresi bir yana bırakıyorum. Ve biliyorum ki ihtiyacım olan ya da arzuladığım her şey tam zamanında ve yerinde gelip beni bulacak. Evrenin benim tarafımda olduğunu bildiğim için rahatım. Üst benliğim ve bilincim bir araya geldikleri sürece bütün deneyimlerde yepyeni şeyler keşfetmeye devam edeceğim.

Sevgi Benim Dünyamı Döndüren Şeydir

Benim sevgim güçlüdür;

Kendime aşık bir insan gibi davranıyorum. Başımdan onlarca olay gelip geçiyor ama kendime duyduğum sevgi değişmiyor. Bu kibirli ya da kendini beğenmiş olduğum anlamına gelmez. Bu tür insanlar aslında “senden çok daha iyiyim” maskesi altında kendilerinden nefret eden insanlardır. İnsanın kendini sevmesi yalnızca Varlığının mucizesini kutlamasıdır. Eğer kendimi seversem ne kendime ne de başkalarına asla zarar veremem. Benim için dünya barışının sırrı koşulsuz sevgide yatıyor. Bu insanın kendini kabullenmesiyle ve sevmesiyle başlar. Kendimi sevmek için mükemmel olmayı beklememe gerek yok. Kendimi şu anda olduğum halimle kabulleniyorum ve seviyorum.

Yapılacak Değil, Bilinecek Bir Şeyler Var

İletişim bir aşk şarkısıdır;

Sevgiyle iletişim kurmak insanlar için en önemli ve en güçlü deneyimlerden biridir. Bu noktaya nasıl mı geldim? Kendi üzerimde çok çalıştım, onlarca kitap okudum ve “Benim söylediklerim ve düşündüklerim benden çıkıyor ve bunun karşılığında evren de bana cevap veriyor ve sonra onlar bana geri dönüyor” gibi hayata dair bir takım prensipleri anlamayı öğrendim. Böylelikle yardım istemekten kaçınmamaya ve kendimi gözlemlemeye başladım. Eleştirmeden ve yargılamadan bakabildiğim bir nokta oluşturduğum zaman sevgiyle iletişim kurmak konusunda inanılmaz bir gelişme gösterdim. Neye inanıyorum? Ne hissediyorum? Nasıl tepkiler veriyorum? Nasıl daha çok sevebilirim? Ve sonra evrene dönüp “Bana Sevgiyi Öğret” dedim.

Bu Evrenin Her Yerinde Kendimi Tamamen Güvende Hissediyorum

Güvendeyim;

Her zaman sevgi ve korku arasında seçim yapma şansına sahibiz. Korktuğumuz zamanlarda aklıma güneşi getiririm. Bulutlar önüne geçtiği halde o her zaman parlamaya devam eder. O tek ebedi gücün ışığı da tıpkı güneş gibi, negatif düşünce bulutlarımız geçici olarak onun önüne geçse de her zaman üzerimizde parlamaya devam edecektir. Ben Işığı düşünmeyi seçiyorum. Işıkta kendimi güvende hissediyorum. Ve korkular üzerime geldiği zaman onları gökyüzünde gelip geçen bulutlar olarak görmeyi seçiyorum ve onlara yol veriyorum. Ben korkularım dışında bir varlığım. Sürekli kendimi koruyarak ya da savunarak yaşamak zorunda değilim. Kalplerimizde yaptığımız şeyin çok önemli olduğunu biliyorum ve her güne kalbimi dinleyerek başlıyorum. Korktuğum zamanlarda kalbimi aralıyorum ve sevginin korkularımı silip götürmesini bekliyorum.

Bedenime Sevgiyle Bakıyorum

Kendimi sevgiyle besliyorum;

Kendimi, hayatın bana sunduğu en iyi şeylerle besliyorum çünkü kendimi seviyorum. Ben çok değerli bir varlığım bu nedenle iyi besleniyorum ve kendime elimden geldiğince iyi bakıyorum. Bedenim çok özel ve diğer tüm bedenlerden farklı. Bu nedenle bedenime en uygun yiyecekleri seçmeye çalışıyorum. Yiyecekler ve içeceklerle ilgili her şeyi öğrenmeye çalışıyorum. Ne yediğime ve ne içtiğime çok dikkat ediyorum ve benim için uygun olmadığını fark ettiğim yiyecek içeceklerden uzak duruyorum. Eğer yemek yedikten bir saat sonra uykuya dalıyorsam bu yiyeceğin benim için uygun olmadığını anlıyorum. Bana enerji verecek yiyeceklerle beslenmeye çalışıyorum. Bütün yiyecekler için şükrediyorum. İyi gıdalar alıyorum ve çok iyi besleniyorum. Kendimi sağlıklı, mutlu ve mükemmel hissediyorum.

Mükemmel Bir Geçiş Dönemindeyim Ve Bunun Her Anının Keyfini Çıkarıyorum

Değişmeye hazırım;

Bir geçiş döneminde yaşıyoruz. Eski inançları bir kenara bırakıp yeni düşünceler edinmenin zamanı geldi. Yalnızlık, öfke, ayrılık, korku ve acıların hepsi eski sendromlarımızın bir parçası ve bizim de değiştirmek istediğimiz tam da bu. Korkudan çıkıp sevgiye dönmek istiyoruz. Balık evresinde kendi bedenlerimizden ayrıldık ve bize yardım etmesi için başka insanlara döndük. Şu anda girmekte olduğumuz Kova evresinde insanlar içlerine dönmeyi ve içlerindeki gücü keşfetmeyi öğreniyorlar. Bu bizleri özgürleştirecek mükemmel bir süreç. Bazı insanlar bunun sorumluluk olduğunu düşünerek endişeleniyorlar ama aslında bu yalnızca hayata cevap verme yeteneğimizin açığa çıkmasıdır. Bu bizi kurbanlaştırmıyor aksine güçlendiriyor. Başka birine dayanmadan yaşayabilmek, içindeki gücün ve yeteneklerin farkında olmak, değişimlerin yaratabileceğini bilmek mükemmel bir duygu.

Güç Şu Anın İçindedir. Gücünüzü Elinize Alın.

Gücümü kabul ediyorum;

Yaşamınızı iyileştirmek için ihtiyacınız olan güce sahipsiniz. Çoğu zaman çaresiz olduğumuzu düşünürüz ama bu doğru değil. Her zaman zihinsel gücümüze sahibiz. Beyin gücünüzü bir kurban olduğunuzu düşünmek için mi kullanıyorsunuz? Kendinize kızgın mısınız? Başkalarından şikayet mi ediyorsunuz? Hayatınızı değiştirecek güce sahip olmadığınızı mı düşünüyorsunuz? Bu gücünüzü inkar etmektir. Zihniniz çok güçlü araçtır. Gücünüzü ele alın ve bu gücü bilinçli kullanın. Her şeyin iyiye gittiğini görmek sizin elinizde. Sizi yaratan o Tek Güç ve Tek Zekayla bağlı olduğunuzu unutmayın. Bu desteği hissedin ve kullanın. Tam elinizin altında.

Bir Sonraki Nefesimizin Bizi Orada Beklediğini Biliyoruz. Başka Şeylerin de Bizim İçin Orada Olduğunu İnanmalıyız.

Kendime Güveniyorum;

Dünya adeta bir sanat eseridir ve ben de öyleyim. Bu sonsuz yaratı sürecinin bir parçası olmak için hayatın akışına güvenmek zorundayım. İşler zorlaştığı zaman güvenle içime dönüyorum ve düşüncelerimin demirini Doğruluk ve Sevgi denizine atıyorum. Evrenden bana rehberlik etmesini diliyorum ve fırtınalı denizlerde de sakin, güzel havalarda da yoluma devam ediyorum. Benim görevim, bu anın içinde olmak ve açık, basit, pozitif düşünceler ve cümleler kurmaktır. Her şeyin bir sebebi olması mümkün değil, bunu biliyorum. Güzel ve güvenli bir ruh olarak doğduğumu da biliyorum. Şimdi hayat sürecinin, yani benim, o gizemli ve görünmez hazinemi kutlamak için birkaç dakikamı ayırıyorum.

İnsanlar da Tıpkı Çiçekler Gibi Kendilerine Özgü Güzellikler Taşırlar ve Her Gün Çiçek Açarlar.

Güzellik beni canlandırır ve iyileştirir;

Güzellik her yerdedir. Minicik çiçeklerde, suyun üzerine yansıyan güneş ışığının desenlerinde, yaşlı ağaçların o sessiz gücünde doğal güzelliğin ışığı pırıl pırıl parlıyor. Doğa beni heyecanlandırıyor, yeniliyor ve tazeliyor. Hayatta, en basit şeylerde bile beni rahatlatacak, neşelendirecek ve iyileştirecek şeyler bulabiliyorum. Kendime sevgiyle bakmayı biliyorum. Ben de doğanın bir parçasıyım ve bu nedenle tamamen kendime özgü bir biçimde ben de güzelim. Nereye baksam güzel bir şeyler görüyorum. Bugün yaşamın bütün güzelliğiyle cıvıldıyorum.

Bedenim Mutlu, Huzurlu ve Sağlıklı, Ben de Öyleyim.

Sağlıklı olmak benim en kutsal hakkım;

Evrendeki tüm iyileştirici enerjilere açığım. Vücudumdaki her bir hücrenin zekasına ve kendini nasıl iyileştirmesi gerektiğini bildiğine inanıyorum. Bedenim sürekli mükemmel sağlığa kavuşmak yolunda ilerliyor. Şimdi iyileşme sürecimi sekteye uğratan bütün engellerden kurtuluyorum. Bütün nefret duygularını, kıskançlığı, kızgınlığı, korkuyu, kendime acımayı, utancı ve suçluluk duygusunu bir yana bırakıyorum. Beni incittiğine inandığım herkesi ve her şeyi affediyorum. Başkalarını incittiğim için ve kendimi geçmişte yeterince sevmediğim için kendimi affediyorum. Bedenimi seviyorum. Her bir organıma, kemiğime, etime, vücudumun her yerine sevgi yolluyorum. Tüm hücrelerimi sevgiyle yıkıyorum. Geçmişteki sağlıklı günlerim için bedenime şükran duyuyorum. İyileşmeyi ve sağlıklı olmayı şimdi ve burada bütünüyle kucaklıyorum.

Şu Anda Sahip Olduğunuz Limitli Düşünce Sisteminin Önüne Geçmeye Karar Verin. Evet, Yapabilirsiniz.

Ben kararlı bir insanım,

Fiziksel sağlığınızı düşünürken sağlıklı, besin değeri yüksek yiyecekler seçersiniz. Zihinsel ve duygusal sağlığınız içinse sizin için sağlam bir temel oluşturacak düşünce biçimlerini benimsersiniz. Öylesine kafamızdan geçen bir düşünce o kadar da önemli sayılmaz ama sürekli kafamızda dönen düşünceler birbiri ardına dökülen su damlaları gibidir. Bu su damlaları ilk başta küçük bir su birikintisine dönüşür, sonra bir havuz olur, sonra bir göl ve sonunda bir okyanusa dönüşür. Sürekli tekrar eden eleştiri ve eksiklik; ve sınırlar üzerine kurulu düşünceler bilincinizi bir tür negatiflik denizinde boğacaktır. Öte yandan doğruluk, huzur ve sevgi üzerine kurulu düşüncelerin tekrarı sizi su yüzüne çıkarıp okyanusun üzerinde süzülerek ilerlemenizi sağlayacaktır. Sizi Birliğe bağlayacak olan düşünceler doğru kararlar verip onlara sadık kalmanızı sağlayacaktır.

Hayatım en Derin Noktasına Kadar Bir Düzen İçindedir

Evren kusursuz bir düzene sahiptir;

Yıldızlar, ay ve güneş ilahi bir düzene göre işlemektedirler. Belli bir düzenleri, belli bir ritimler ve belli bir amaçları var. Ben de evrenin bir parçasıyım ve hayatımın belli bir düzeni, bir ritmi ve bir amacı olduğunu biliyorum. Zaman zaman hayatım bir kaosun içindeymiş gibi görünebilir ama kaosun ortasında bile derinlerde bir yerde ilahi bir düzen olduğunu biliyorum. Zihnimi bir düzene koyduğum zaman almam gereken dersleri alıyorum, kaos bir anda bitiyor ve tekrar düzene kavuşuyorum. Hayatımın ilahi düzenle mükemmel bir uyuma sahip olduğunu biliyorum. Hayatımın her alanında her şey yolunda.

Rüyalarım Benim İçin Sevgi Dolu ve Zevkli Deneyimlerdir

Rüyalarınızı hatırlamaya çalışın,

Lütfen yatmadan önce yaptığınız son şey televizyon izlemek ya da haberleri dinlemek olmasın. Haberlerde genellikle bir dizi felaket haberi olur ve bu haberleri rüyanıza taşımak istemezsiniz. Rüya gördüğünüz sırada aslında büyük bir temizlik işlemi yapılmaktadır. Hatta şu anda üzerinde çalıştığınız her hangi bir konuda rüyalarınızdan size rehber olmasını isteyebilirsiniz. Sabah kalktığınızda cevabınızı almış olacaksınız. Yatmadan önce sizi rahatlatacak bir şeyler yaparak kendinizi uykuya hazırlayın. Mesela kendinize şunları söyleyebilirsiniz: “Hayatımın her köşesinde güven duygusu var. Gecenin karanlığında uyurken bile güvendeyim. Rüyalarım, neşe dolu rüyalar. Uyandığımda kendimi sağlam ve güvende hissediyorum. Uyanmayı seviyorum. Eğer bir rüya görüp uyanırsam onun bana kendini anlatmasına izin veriyorum”. Zihinsel çalışmalarınız daha gözlerinizi açmadan başlayabilir. Uyandığınız zaman sıcacık yatağınızda çarşafların altından başınızı bile kaldırmadan bu güzel uyku için Tanrı’ya şükretmelisiniz.

Her Şey Yolunda. İhtiyacım Olan Her Şeye Şu Anda Sahibim.

Bol bol zamanım var.

Sabırsız davrandığım zamanlarda aslında bana bahşedilen zamanı kullanmadığımı ve bu durumdan ders almadığımı fark ediyorum. İstediğim şeyin hemen olmasını istiyorum. Bir keresinde bir söz duymuştum: “Hemen gelen haz geç kalmıştır”. Ama her zaman öğrenilecek yeni şeyler vardır. Sabırlı olmak hayatın gidişatına uyum sağlamak ve her şeyin tam zamanın da tam da olması gereken yerde olacağına inanmak demektir. Eğer bütünleşmeye henüz erişemediysem hala daha yapmam ve öğrenmem gereken şeyler var demektir. Sabırsız davranmak bu süreci hızlandırmayacaktır. Üstelik bu bize daha çok zaman kaybettirecektir. Bu yüzden şimdi derin bir nefes alıyorum ve kendime: ” Bilmem gereken nedir?” diye soruyorum. Ve sonra sabırla etrafımda bana yardımcı olabileceğine inandığım şeyleri keşfediyorum.

Düşüncelerim Sindirim Sistemimi Destekleyerek Güçlendiriyor

Bedenim akıllıdır,

Her geçen gün kendime bir parça Koşulsuz Sevgi vermek daha da kolaylaşıyor. Hayatta “başıma gelen şeylerin” bilincimin neresinde olduğumla alakalı olduğunu biliyorum. Hayatın; “zor olduğuna ve piyangonun her zaman bana vurduğuna” mı inanıyorum ya da; “ben zaten yetersizim, neyi değiştirebilirim ki?” diye mi düşünüyorum? Eğer bu düşüncelere sahipsem (düşüncelerimi ve hislerimi düzenleyen) sindirim sistemim zayıflayacak ve tüm “parazitlere” ve “mikroplara” açık hale gelecek. Ama “yaşamanın güzel olduğuna, sevilmeyi hak ettiğime ve ihtiyaçlarımın her zaman giderildiğine” inanırsam o zaman sindirim sistemim de güçlenecek ve bedenim rahatsızlıklara karşı daha kolay savaşabilecek.

Meditasyon Yaptığım Zamanları Besliyorum

Aradığım bilgelik içimde,

Günde en az bir kez sessiz bir köşeye çekilip oturuyorum ve içimdeki bilgi ve bilgelikle iletişim kuruyorum. Bu bilgi ve bilgelik yalnızca bir nefes ötemizde. Sorduğum bütün soruların cevapları orada beni bekliyor. Meditasyon yapmak benim için bir zevk. Sessizce oturup derin derin nefes alıyorum. Rahatlıyorum ve içimde huzuru bulduğum o noktaya dönüyorum. Bir süre sonra tazelenmiş, yenilenmiş ve hayata hazır bir biçimde yine bulunduğum o noktaya dönüyorum. Her gün benim için yepyeni, zevkli bir macera çünkü iç bilgeliğime kulak vermeyi seçiyorum. Bu bilgelik her zaman, mekan ve değişim evreninin ötesindeki özden geliyor. Meditasyon yaptığım zaman iç benliğimin en derin ve en değişmez parçasıyla birleşiyorum. Burada enerjiyim. Ben ışığım. Ben cevabın ta kendisiyim. Ben sonsuz Varoluşun şu an ki varoluş biçimiyim.

ALINTI:
Louise L.Hay
Pozitif Düşünce Gücüyle Mutlu Yaşamın Sırları

http://reikienerjivekuantummerkezi.word ... n-sirlari/


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Dr. Davut İbrahimoğlu: Pozitif Düşünce
MesajGönderilme zamanı: 19.03.12, 17:46 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 15.05.11, 23:36
Mesajlar: 31
Çekim yasası, Secret ve Sünnetullah


Atalarımızın ne ekersen onu biçersin sözü. Pekçok karma öğretisinde "What goes around comes around" yani, "senden çıkıp etrafa yayılan ne ise sana dönen odur" felsefesi.

Pek çok yönden bu yasa ile anlatılanlar doğrudur. Yalnız üç büyük eksiği ve hatta tehlikesi bulunmaktadır. Bu yöntemi hayatlarında uygulamaya karar veren insanlar çok dikkat etmelidirler.

Temel olarak bu kitap ve filmde ifade edilenler tasavvuf öğretisinin yalnızca bir bölümünü içeren uygulamalardır.
Hakikate (gerçeğe) ulaşma hedefinde olan sufinin günlük yaşamında uyguladığı yöntemlerden bir kısmıdır sadece.

Aşağıdaki açıklamaları dikkatle okursanız Secret adı verilen kitabın bütününde anlatılan tüm hikayeyi göreceksiniz ve bu büyük sır diye sunulanın aslında Hakikatin (gerçeğin) yalnızca minik bir parçası olduğunu anlayacaksınız.

1) Bir sufi her işe her adıma mutlaka Allah'a şükrederek başlar.
2) Daha sonra ulaşmak istediği hedefi düşünür. Teslim basamaklarından hangisine ulaştı ise bir sonraki basamağı düşünür ve o basamağa ulaşan kişiler nasıl yaşıyorlar ise onların yaşamını kendine örnek alarak sanki o basamağa ulaşmış gibi davranmaya gayret gösterir.
3) Diğer başka tasavvufi uygulamalar ve yaşam içindeki tecrübeleri sonucunda nefsinin kalbi bir üst aydınlanma seviyesine ulaşır ve sufi bir sonraki basamağa geçmeye hazır olur.


Gördüğünüz üzere yukarıda ifade ettiğimiz tasavvufi eğitimin sadece bir parçası, tüm dünyaya büyük sır olarak sunuldu.

Bu noktada siz kendinize dürüst bir şekilde sorunuz. Amacınız ne?

Herşey bir dilekle başlar, istinasız herşey.

Dünya hayatının oyun ve eğlencesi içerisine dalıp giderek yaşadığınızı zannetmek mi istiyorsunuz. Çünkü böyle bir hayatı yaşayan siz değilsiniz. Nefsiniz ve şeytan yaşıyor o hayatı. Siz, henüz devre dışısınız. 28 basamaklık teslim sürecinin 2. basamağındasınız. ta ki farkedip de uyanmak isteği kalbinizde oluşana kadar.

Bir sonraki basamağa geçmeniz sadece ve sadece Allah'a ulaşmayı dilemenizle mümkün. İçinde gerçek sizin olduğu gerçek hayatınızı elde etmenizin başka yolu yok. Aksi takdirde 2. basamakta kalacak ve ömrünüzü içinde siz olmadan bitireceksiniz. Sonucunda da hem dünyanın muhteşem güzelliklerini yaşayamadan ölüp gideceksiniz hem de sonsuz yaşamınızı kaybetmiş olacaksınız.

Yunus Suresi 7 ve 8. ayeti kerimlere dikkatle bakınız:
Onlar ki bize ulaşmayı dilemezler, dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır, onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır. İşte bunların kazandıkları (dereceler) gereğince varacakları yer cehennemdir.

Ayırca Kehf suresi 105 e göre sizin için mizan bile tutulmayacak:
İşte onlar, Rab'lerinin âyetlerini ve O'na mülâki olmayı inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu (boşa gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız.

Dünya malı istemek ile ilgili Bakara 200,201 ve 202. ayetleri de dikkatle okumanızı öneriyorum:

.... Fakat insanlardan kim: “Rabbimiz bize dünyada ver.” derse, ahirette onun bir nasibi yoktur. Ve onlardan (insanlardan) kim: “Rabbimiz bize dünyada hasene (güzellik ve iyilikler) ver ve ahirette de hasene (güzellik ve iyilikler) ver. Bizi ateşin azabından koru.” derse, İşte onlar ki, onların, kazandıklarından (kazandıkları derecelerden dolayı) nasibi vardır. Ve Allah, hesabı çabuk görendir.

2. önemli konu ise İlahi irade yani Allah'ın iradesi:

Allah dilekleri kabul edendir. Bir kişi sadece dünyalık isterse Allah bu dileği kabul edip ona dünyalık verebilir. (Bakara 200).

Diğer yandan Allah insanları o kadar çok sever ki, uyanmaları için onlara bazı olaylar yaşatır. Bu olayların sonucunda kişi durup düşünsün, ve o uyanış o kalpteki yangın o rabbe ulaşma dileği gerçekleşsin; gerçek yaşamına başlasın:

2 / BAKARA - 216 : Savaş, o sizin için kerih olsa da (hoşunuza gitmese de) üzerinize farz kılındı. Ve hoşlanmayacağınız bir şey olur ki, o, sizin için bir hayırdır. Ve seveceğiniz bir şey olur ki, o, sizin için bir şerrdir. Ve (bütün bunları) Allah bilir, siz bilmezsiniz.


3. ve en önemli konu ise bu dilek bizim için hayırlı mıdır?

Allah zamandan ve mekandan münezzehtir. Yani insan hayatının herhangi bir anı onun için aşikardır. Biz farları açık bir arabanın içerisinde bir kaç metre önümüzü görerek hareket ediyoruz. Yol ayrımlarına geldiğimizde seçimlerimizi yapıyoruz. Bu seçimleri yaparken kendimiz için (para, aşk......) daha doğrusu nefisimizin en çok hoşuna gidenini seçiyoruz. Halbuki bu yol ayrımında seçtiğimiz yolunun sonu bizi mutlu edecek, bizim menfaatimize olacak bir şekilde olmayabilir. Yolun sonuna gelene kadar bunu bilemeyiz. Hatta o yol çıkmaz sokak olabilir.

Allah her sapakta yer alan yolların sonunu gördüğü ve bildiği için hangi yolun bizim için hayırlı olduğunu bilir.

Bu sebeple Allah'tan bir dilekte bir talepte bulunurken, hem dünya hem de ahiret mutluluğu kazandıracak en hayırlı ve en ahsen olanı istememiz gerekir ki elde ettiğimiz sonuçlar bizi mutlu etsin.

Allah bizi en çok sevendir. En güzel dost O'dur. O gerçek dosttur. Allah bizi koruyandır, besleyendir, sevendir.

Bizi bizden daha çok düşünendir.

http://www.siratkoprusu.com/default.asp ... &nid=36482


En son fast tarafından 19.03.12, 17:51 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Dr. Davut İbrahimoğlu: Pozitif Düşünce
MesajGönderilme zamanı: 19.03.12, 17:48 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 15.05.11, 23:36
Mesajlar: 31
Pozitif Düşünce

Düşüncenin gücü ile istediğimiz şeylere sahip olabiliriz.

Düşünce çok etkili bir güçtür. Eğer kişiler her günkü düşünce kalıplarını kontrol etmek için çaba harcamazlarsa yaşamlarında olumsuz birçok olay yaşayabilirler. Kişiler negatif düşünce stillerini değiştirerek bilinçaltlarına pozitif düşünce tohumlarını ektiklerinde yaşamlarında olumlu yönde çok büyük değişiklikler olmaktadır.

İnsanlar düşünerek inandıkları, imgeledikleri ve olacağına kesin gözüyle baktıkları şeyleri mutlaka yaşarlar. Düşünce yaşamımızı yöneten farkında olmadığımız en önemli unsurdur. Düşünce hızlı ve kolayca değişebilen,hafif ve ince bir enerji biçimidir. Enerjiler, kendilerine benzer nitelik ve titreşime sahip enerjileri çekme eğilimindedirler. Bu nedenle düşünce ve duygular da benzer yapıdaki enerjileri kendilerine çekerler. Sıklıkla ‘Düşündüğüm, korktuğum başıma geldi’ deriz veya az önce düşündüğümüz kişi bizi telefonla arar.

Bir şeyi önce düşünce şeklinde yaratırız. Fikir bir proje gibi zihnimizde programlanıp, yaratılır. Bir düşünceyi alıp onu zihinde tutmak da bir enerjidir ve bu enerji, bu düşünce modelini kendine çekerek, onu maddi düzlemde yaratmaya çalışacaktır. Örneğin her an hasta olacağınızı düşünürseniz mutlaka sonunda hasta olursunuz. Eğer kendinizi beğenir ve güzel olduğunuzu düşünürseniz bir süre sonra gerçekten de güzelleşirsiniz.

Etki – tepki yasasına göre evrene ne gönderirseniz bu size geri yansıyacaktır.

‘Ne ekerseniz onu biçersiniz.’

Kısacası, yaşamda, en derin biçimde inandığımız, sıklıkla düşündüğümüz ve beklediğimiz, hayalimizde canlandırdığımız şeyleri tıpkı bir mıknatıs gibi çekeriz. Eğer düşüncelerimiz olumsuz, duygularımız güvensiz, korku ve endişe doluysa, olmasından korktuğumuz durumları, karşılaşmaktan kaçındığımız kişileri kendimize çekeriz. Ne var ki, eğer temelde yaklaşımlarımız olumluysa, beklentilerimiz ve düşüncelerimiz mutluluk ve ışıkla doluysa, düşlerimiz, hayallerimiz pozitifse, karşılaştığımız olaylar, durumlar ve kişiler bize mutluluk vereceklerdir. Demek ki, kurduğumuz düşlere, bizleri yöneten düşüncelere yüklediğimiz pozitif veya negatif enerji, aynı biçimde geri dönecektir.

Bilinçaltının Önemi

Bilinç düşüncenin farkındalık içinde kullanımıdır. Bir başka deyişle uyanıkken işlev görür. Oysa düşüncenin bilinçaltı bölümünün işlevi, uyurken de kısacası hiç kesilmeksizin sürer. Bilinçaltının bir görevi de beden fonksiyonlarını düzenlemektir. Bedenimizi bilinçli düşünceden rahat bıraktığımızda, bilinçaltımız hemen devreye girer. Çünkü bedeni kusursuzca yönetebilmek için neler yapması gerektiğini bilir. Öyleyse diyebiliriz ki, arı ve temiz bir bilinçaltının önemi, her şeyden önce bedenimiz için çok büyüktür. Bilinçaltını tanımak ve onu istediğimiz biçimde kullanmak aslında kolaydır. Bilinçaltına ilettiğimiz her düşünce, ona yüklediğimiz her duygu ve öneri, uygulanır. Durum böyleyken, neden çoğu zaman mutsuzuz peki? Çünkü, bilinçaltını, o büyük gücü yararlı biçimde kullanmayı bilmiyoruz. Unutmayalım: Yönetimi yürürlüğe koyan bilinçtir. Bilinç yaşama ilişkin kararlarımızı alan ve bilinçaltına emir veren güçtür. Bilinçaltı bir anlamda,bilinçli biçimde tasarlanıp planlanan bir değer olarak varlığını sürdürür. O halde seçimlerimizi akıllıca yapmak zorundayız. Bu seçimleri yaparken, karar vermek çok önemlidir. Çünkü yanlış bir karar sonucunda,bilinçaltına zararlı bir emir vermiş oluruz. Bu emirle başarısızlığı ve mutsuzluğu, hatta sağlığımızı yitirmeyi seçmiş oluruz. Öyleyse, yaşamımız kararlarımıza ve seçimlerimize bağlıdır.

Zenginlik ve bolluk mu istiyorsunuz?

Kim istemez ki bunları… Elde etmek kolay. Bilinçaltını temizlemek, doğru onaylamalarla zenginliğe veya başka bir amacınıza ulaşmak, yapılması gereken yalnızca bu…

Huzur ve sağlık mı istiyorsunuz?

Önce gevşeyin. Gergin yatarsanız, gergin uyursunuz. Sanki kol saatinizi çıkarıyormuş gibi tüm sıkıntılı düşüncelerinizi, gün içinde yaşadığınız olumsuz durumları, çıkarıp bir kenara koyun. Şimdi kendinize zaman ayırmanın vakti geldi. Şımartın kendinizi,siz çok değerlisiniz. Rahatlama zihinsel dengeyle başlar. Dengeli insan sağlıklıdır. Dengeli insanın yaşamla uyuşmazlığı yoktur. İçsel denge bir başkası tarafından sağlanacak bir şey değildir. O sizin içinizde zaten. Gün boyunca kendi kendinize, fırsat buldukça ‘Huzurluyum’, ‘Sağlıklıyım’, ‘Mutluyum’ demek dengeyi kurmanıza yardımcı olacaktır. Dengeli bir gün, dengeli bir geceyi ardından getirecek, denge ve huzur sizi sağlıklı yapacak…Düşüncelerimize göre yaşadığımızı unutmayalım…
Kendini Yönetmenin Yöntemi

Her şey ‘bir’ dir. Bu tümceden hareketle, diyebiliriz ki,düşünce ve madde birdir.

Çünkü, her şey görünen ve görünmeyen enerjiden oluşur. Öyleyse içsel ve dışsal görüntü de aynı olacaktır.

Düşüncelerimizi yönetmeliyiz. Onları başıboş bırakırsak, geminden kurtulmuş atlar gibi boşanırlar ve içinde bulunduğumuz arabayı uçuruma sürüklerler. Bir başka deyişle, kendimizi yönetmeyi yaşam tarzı olarak benimsemeliyiz. Yaşadıklarımızı değiştirerek, istediklerimizi yaşayacak güce sahibiz. Bu güç düşünceleri yönetmekten geçer.

Peki bunu nasıl yapacağız?

Direktif ve onaylamalarla ,direktiflerimizin yerine gelmesi için ‘şimdi’ sözcüğünü kullanmalıyız. Eğer, arzularımızın, dileklerimizin, beklentilerimizin gerçekleşmesi için uzun zaman gerektiğini düşünürsek, bunu böylece programlamış oluruz. Oysa ki, zaman bizim yarattığımız bir kavramdır. Düşünceler ve bilinçaltı zamandan ve mekandan bağımsızdır.

Öyleyse arzularımızı ertelemeyelim. Yapmamız gereken bu ertelememe işlemi size olanaksız gözükebilir. Öncelikle düşüncelerimizden ‘olanaksız’ sözcüğünü çıkarmamız gerek. Amaçlarımızı belirlemek ve hedefe doğru ilerlemek bir sonraki aşamayı oluşturur.

Önce inanın

Kendiniz için ideal olan düşünsel imgeyi bulun. Bu imgeyi en ince ayrıntısına kadar hayalinizde canlandırın.
Arzuladığınız hedef için elbette çalışmak gerekir. Çaba göstermeden imgeleme çok işe yaramaz.
Düşüncelerinizi ve hedeflerinizi herkesle paylaşmayın. Belki sizi ilerlediğiniz yoldan geri çevirmek isteyenler çıkabilir.
Çabaladığınız yolda esnek olun,gerekirse planlarınızı değiştirin.
Hedefleriniz üzerine yoğunlaşın. Arzularınızı yazın, onlara olumlu enerji yükleyin. Olumlu onaylamalarla bunu destekleyin. O mutlaka sizin olacak, çünkü bunun için çalışıyorsunuz ve elde edeceğinize inanıyorsunuz. Hedefinize ulaşamayacağınızı bir an bile düşünmeyin. Siz bir avcısınız, hedefinizse avınız, avınızdan gözünüzü ayırmayın.

Gerekli Onaylamalara Birkaç Örnek:

Kendimi olduğum gibi seviyor ve onaylıyorum.
Ben güzelim ve sevgiyi hakkediyorum.
Mutluyum ve başarıya hazırım.
Yetenekliyim, deneyimlerimi başka insanlarla paylaşıyorum.
Tüm çevremle uyum ve denge içindeyim.
Hayatta emin adımlarla ilerliyorum.
Doğru zamanda ve doğru yerdeyim.
Yaşamla bütünleştim,bolluk ve huzur içindeyim.
Tüm düşlerim birbiri ardına gerçekleşiyor.
Zengin olmaya ve bolluk içinde yaşamaya hazırım.
Sağlıklıyım.
Geçmişimi sevgiyle affediyorum.
Hayatla derin bir uyum içindeyim


http://www.yasamenerjisi.com/pozitifdusunce.htm


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 8 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye