(163.Mektub)
Îman ve İslâm ile Saçını Sakalını Ağartanlar
M. İhsan Oğuz
Daha yaşlı olmanız sebebiyle, siz bizlerden yıllarca önce îman ve İslâm şerefiyle şereflenmiş bulunuyorsunuz. Bu öyle bir kıdem ve şereftir ki, sonrakinin ona ulaşmasına imkân yoktur. İşte sizin bizlerden, böylesine elde edilemeyecek şeref ve fazilet önceliğiniz vardır. Onun için; biz size saygı göstermek zorundayız.
Peygamberimizin haber verdiğine göre; îman ve İslâm ile saçını sakalını ağartan kula azâb etmekten Yüce Mevlâ hayâ edecekmiş... Bu ne büyük bir lütuf ve keremdir. Saçını sakalını îman ve İslâm'la ağartmış bir mü'min ve müslümana Hak Teâlâ böyle muamele ederse, diğer kulların ne yapmaları gerekir?... Bunu her müslüman bilmelidir...
Allah'ın ahlâkı böyledir. (Tehallekuu biahlâkıllâh vettasafû bisıfâtıllâh) "Allah'ın ahlakıyla ahlâklanın, Allah'ın sıfatlarıyla vasıflanın" emri de, Rasûl-i Ekrem (Sallallâhü Aleyhi Vesellem) Efendimiz'e aittir. Rasûl-i Ekrem'in emrine uyan, Hakk’ın sevgisine erer. Çünkü; (Fettebiûnî yuhbibkümullâh) "Bana uyun ki, Allah da sizi sevsin" âyeti, ilâhî bir emirdir.
Fakat; emirlere uymak ve bu hususta dürüst olmak, büyük iştir. Büyüklerin mertebeleri, bunları gerçekleştirmekteki kuvvet ve zayıflıklarına göredir. Onun için; (El-istikâme fevka'l-kerâme) "Hakk yolunda dosdoğru yürümek, kerametten üstündür" buyurulmuştur. Peygamber Efendimizin, "Hûd Sûresi (Emrolunduğun gibi doğru ol emri) beni ihtiyarlattı" buyurması da; bu hususun fazîlet ve büyüklüğünü, aynı zamanda elde edilmesinin zorluk ve güçlüğünü bildirir. Yüce Mevlâ'dan dâima rızâsına uygun olan iş ve davranışlarda başarılı kılmasını, rızâsına uygun olmayan işlerde başarılı kılmamasını dileriz.
M. İhsan Oğuz, Mektuplar, 2. Cild, s.183-184.
|