Mevlana Şeyh Nazım Efendinin DuâsıSultan al-Awliya Mevlana Seyh Nazim al-Haqqani
24 October 2010 Lefke, Cyprus
(Şeyh Nazım Efendinin Türkçe hitabı)
Buradaki hizmet başka. Burada durması (sohbetlerin devam etmesi), Seyyidel Evvelin vel Âhirin’in (s.a.v.) iradesi iledir.(Mevlana Seyh Nazım Efendi ayağa kalkar)
Ya Seyyidel Evvelin vel Âhirin! Bir hizmet varse, sizin şevkat ve şefâatinizden ömür taleb ederim! İzin taleb ederim! Kuvvet taleb ederim! Yıkayım bu alçakları; şeytanın saltanatını!
Izniniz yoksa, gideyim. (Mevlana Seyh Nazım Efendi oturur)
El-Fatiha.
Alıntı:
As-salamu `alaykum yaa`ibaadAllahi 's-saaliheen. Inna lillah fi 'l-`alam lahu shu`oon. Wa lillaahi fee khaliqihi shu`oon. As-salamu `alaykum yaa `ibaadAllah. Koonoo `ibaad Allahi 'l-mukhliseen.
Nateejat kullu khitaab da`wat al-khalq ila 'l-haqq. (inaudible) Law haadha ghadarta ma`nah kull mu`assassat al-anbiya yakoon baatil. li-anna 'l-Haqq jall wa `alaa arsal al-anbiya `alayhimu 's-salaam wa warathatahum awliyaai 'l-kiraam bas li ajal da`watu 'n-naas ila 'l-haqq.
As-salam `alaykum. Hayaat wa 'l-mamaat bi yadi Rabbi 'l-`Izzah. Law yajtama`u kullu 'n-naas an ya`tee `umr ziyaada `an `umr ar-rajul laa yastatee`oon. Kadhaalik laa yumkin an yadurr kull an-naas li rajalin idhaa hamahu Rabbi 'l-`Izza Jalla w a`alaa. Du`aikum ba`duna li ba`d, laa budd minhu. Nahnu fi 's-sin al-`ajz wa ahyaanan akoono da`eefa.wa innanee uhibb an akoon ma`kom fee hayaatikum fi kull sa`atin, fee hayaatikum wa an akoona ma`kom fee khidmatikum li-tafreehikum. Faraah. Uhibb an takoono fee faraahin wa suroor.Huwa ya`lam nahnu min azh-zhaalimeen. Kulluna zhaalimeen. Wa nahnu narju `afwahu wa ridwaanahu wa himaayatuhu min sharri 'l-ashrar.
Ayyuha 'n-naas najaatuna fi 'd- dunya wa 'l-akhira mutaba`at khaatam an-nabiyyeen. Hadhihi naseeha li nafsee wa lakum ayyuha 'n-naas. Koonoo `ibaadAllahi 'l-mukhliseen. Ijtahidu an takoonoo ayyuha 'n-naas, koonoo Rabbaniyeen. Wa lillahi 'l-hamd awwalan wa akhiran. Azalan wa abadan li Rabbana Jallu wa `alaa.
(Arapçadan tercüme edilmiştir)
Es-selamun aleykum, Ey Allah’ın salih kullari!
Muhakkak ki Allah’ın bu dünyada çeşit çeşit planları ve işleri vardır.Yarattıklarında da böyledir. Allah işleri planlayandır.
Es-selamun aleykum, Allah’in kulları! Allah’ın samimi kulları olun! Tüm konuşmaların neticesi yaratıkları Hakk'a davet etmektir. Eğer bu amaca hiyanet edilse, bunun manası peygamberlerin attıkları temelin sahte olduğu manasına gelirdi. Çünkü peygamberler (aleyhimusselam), hak ile gönderildikleri gibi, onların varisleri olan lütüfkar evliyalar da insanları hakka davet etmek icin gelmişlerdir.
Es-selamun aleykum!
Hayat da ölüm de Izzet Sahibi olan Rabbimizin elindedir. Tüm insanlar birleşip te bir insana takdir edilen hayata fazladan hayat katmaya kalksalar, bunu başaramazlar. Aynı şekilde, tüm insanlar birleşseler de Izzet Sahibi Allah’ın koruması altında olan bir insana zarar vermeye kalksalar, bunu başaramazlar.
Bizim yaşımız ilerledi, ve bazen kendimi cok zayıf hissediyorum. Ben hayatınızın her anında sizinle beraber olmayı ve sizi mutlu etmek icin hizmetinizde bulunmayı seviyorum! Mutluluk. Ben sizlerin coşkulu ve mutlu olmanızı seviyorum!Rabbinizi övün! Ve deyin ki:
Lâ ilahe illa Ente Subhânak! Lâ ilahe illa Ente Subhânak! Lâ ilahe illa Ente Subhânak! "Senden başka ilah yoktur ve Sen Subhansın!"
Hâzâ himâyeten lenâ, "Bu bizim için bir himayedir."
Yunus (a.s.) Efendimiz dedi ki: Lâ ilahe illa Ente Subhânake inni kuntû min ez-zâlimîn, "Senden başka ilah yoktur! Sen Subhansın ve ben zalimlerden oldum."
Ey Rabbimiz! Ya Rabbi! Ya Rabbi!
Bizler zalimlerden olduk, ama ben ikrar ile söylemek isterim ki: Muhakkak Rabbimiz Lütufkardır ve Affedicidir! Ve diyorum ki ben zalimlerden oldum. O bizlerin zalimlerden olduğumuzu biliyor ve bizler de ümid edip bizi affetmesi için yalvarıp duruyoruz ki, bizlerden razı olsun ve bizleri en büyük kötülüklerden korusun.
Ey insanlar! Bizim burada ve ahiretteki kurtuluşumuz ve güvenliğimiz tamamen Peygamberler Mührüne (s.a.v.) bağlıdır.
(Mevlana Seyh Nazim Efendi ayaga kalkar)
Ey insanlar! Bu hem bana hem de size bir tavsiyedir. Allah’ın samimi kulları olunuz!
Ey insanlar! Rabbâni olmak için kendinizi zorlayın! Her türlü övgü ve şükür Allah’a aittir. Baslangıcından sonuna, ezelden ebede kadar her şey Izzet Sahibi Allah’a aittir, ki O en yüksektir!
SubhaanAllah, Sultaan Allah. SubhaanAllah. SultaanAllah.
Narju Rahmatak wa nakhsha `adhaabak amiddoona bi madadin min `indak bi jaahi Nabiyyika'l-kareem Sayyid al-awwaleen wa 'l-aakhireen. Hamdan Laka. Shukran Laka. Azalan wa abadan yaa Rabbana.
SubhanAllah, Sultaan Allah. SubhaanAllah. SultaanAllah.
Senin affina sığınıyoruz ve Senin cezandan korkuyoruz.
Lütufkar Peygamberinin (s.a.v) şerefine bizleri yüce desteginle destekle, O (s.a.v.) hem evvelkilerin hem de sonrakilerin (hem bu dünyada hem de öteki dünyada) sultanıdır. Övgü Sanadır, şükür Sanadir, ezelden ebede. Ey Rabbimiz!
(Mevlana Seyh Nazim Efendi oturur.)
El-Fatiha.
Alıntı:
Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani Sultanul Evliya
Pazar, Eylül 27, 2010 Lefke, Kıbrıs
RABBANİ OLMAK
Meded Ya Ricalallah.
La İlahe İllallah La İlahe İllallah La İlahe İllallah Muhammed Rasulullah Aleyhi Salâtullah Ve Âlâ Sairi Enbiya Vel Evliya Salihin.
Esselâmun Aleyküm Ya Mü’minin, Ve Rahmetullahi Ve Berekatuhu
Ey ilahi koruyucularımız, siz inananları, müslümanları, mü’minleri ve mü’mineleri korumak için tayin edildiniz. Ve Euzubillahimineşşeytanirraciym diyoruz. Ve mü’minlerin ilahi kılıcı Bismillahirrahmanirrahiym diyoruz. Bu şeytana ve takipçilere karşı göklerin kılıcıdır. Onlar götürülmeli, bu dünya şeytan ve takipçilerinin pisliğinden temizlenecek.
Merhaban, Merhaban katılanlarımız.
Esselâmun Aleyküm Ya Sahibel Zaman
Esselâmun Aleyküm Ya Kutbul Mutesarrif
Bütün iyi …. Bizi gözetleyip koruyanlara Esselâmun Aleyküm.
Ey katılanlarımız, Merhaban Bikum.
Bazı ilahi hitapları dinlemek için gelip şeref veriyorsunuz. Evet?
Ve Merhaban selefi salihler, siz bu unvanı kendinize verdiniz. İranlıların bilgin insanlara “Ayetullah” veya “Hüccetullah” veya böyle ağır unvanlar verdiği gibi. Kocaman dağlar bile böyle ağır unvanları, “Ayetullah ve Hüccetullah” denmesini taşıyamazlar. Ama İranlılar için bunu söylemek kolaydır. Cenâb-ı Hak bilir. Cenâb-ı Hak onların hükmünü verir.
Selefi ulemaları da kendilerine böyle şeref verirler, “Biz selefi ulemalarıyız” derler. Ama selefi ulemaları geçmiştir. “Biz sadece iyi insanların yolundayız” deyin bu daha iyidir. Selefi ulemaları dediğiniz zaman bu herkes için değildir. Onlara selefi âlimiz demek için zorlayamazsınız. Hayır.
“Biz iyilerin takipçileriyiz” deyin.
Cenâb-ı Hak buyurur, Estâiuzubillah (Tevbe;119)
وَكُونُواْ مَعَ ٱلصَّـٰدِقِينَ <<Ve doğrularla beraber olun >>
Bu tamamdır, buna kimse itiraz edemez, hayır.
Bu kolaydır ve Cenâb-ı Hakkın emridir.
Cenâb-ı Hak “Ey insanlar, selefi ulemaları takip edin” buyurmuyor, hayır.
Bunu buyurmaz ama siz “Biz selefi ulemalarıyız ve insanlar bizi takip etmeli” dersiniz.
Soruyorum, dinleyin selefi ulemaları, siz sadıklardan olduğunuzu mu iddia ediyorsunuz? Cenâb-ı Hakkın (Tövbe;119) وَكُونُواْ مَعَ ٱلصَّـٰدِقِينَ <<Ve doğrularla beraber olun >> buyurduğu insanlardan olduğunuzu iddia edebileceğinizi mi düşünüyorsunuz?
Anlıyor musunuz anlamıyor musunuz?
Doğru kimselerle olmanız gerektiği ilahi emirdir. Âlemlerin Rabbi doğru kimseler buyurursa doğrulardan olmanın ne anlama geldiğini söylemelisiniz.
Nasıl doğrularla beraber olacaklar? Onların doğru kimseler olma işareti nedir?
Allah Allah.
(Tevbe;119) وَكُونُواْ مَعَ ٱلصَّـٰدِقِينَ <<Ve doğrularla beraber olun >>
Ve o doğru kimselerin kim olduğunu netleştirmek için bir Hadis-i Şerif vardır. Söyleyin, reisiniz kimdir? Doğru kimler kimdir söyleyin.
Evet, bir Hadis-i Şerif vardır, bu kutsi Hadistir, bunu netleştirir.
Bilmiyorsanız bana bunu konuşturuyorlar.
Cenâb-ı Hak Celle Ve Âlâ, Allah Subhanehu Ve Teâlâ buyuruyor;
(arapça)
يا عبدي اطعني اجعلك ربانيا تقول لشي كن فيكون
Yâ `abdî ati'anî ec`aluke rabbâniyyûn tagûlu li şey'in kün feyekûn.
Allahu Ekber.
Bunlar doğru kimselerdir. Takip etmek için böyle kimseleri istemelisiniz.
Onların binlerce veya yüz binlerce olduğunu zannetmeyin.
Şimdi ümmet, Peygamberler Mührünün ümmeti bile belki 2 milyardır.
Elhamdülillah, bu İslamın şerefidir. Ama akılsız insanlar, gayrimüslim dünyası anlamazlar, onlar düşünmezler. İslam ilahi bir din değilse, bir adam, bir yetim, Arap çöllerinde ayağa kalkıp kırk yaşındayken insanları çağırır. İşitin ve dinleyin, Hıristiyan ve yahudiler ve başka milletler dinlemeli.
O bir yetimdi, onun ismi Muhammed Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn, Habibu Rabbil Alemiyn Ve Halifetul Hak.
Bilinmeyen çöllerde bir erkek çocuğu doğdu. Annesi hamileyken babası vefat etti, mübarek annesinin rahminde yetim kaldı. Ve bir süre sonra doğdu ve beş veya altı yaşındayken annesi vefat etti. Ve babası ve annesi olmadığı bir durumdaydı.
Ama Cenâb-ı Hak ona baktırdı. İnsanlar arasında amcası Ebu Talib ona baktı. O Seyyid’di. Ve o “La İlahe İllallah Ya Muhammedun (s.a.v), Sen Rasulullahsın. Bütün Peygamberler arasında sen Habibullah, Rasulullah, Nûrul Arşullah’sın” dediğine bütün evliyalar şahid oldular. Ve bunu son nefeste söyledi.
Ulemaları arasında pekçok tartışmalar vardır, biz tartışmaları dinlemeyiz. Ebu Talib’in son nefesindeki imanında başka birşey ikram edildi ve bitti. Ve o erkek çocuğu soyunda iyi bilinirdi. O asla bir yalan söylemedi. O iyi bilinirdi ve ona “Muhammedun-emin” dediler, o kadar doğru sözlü.
Ondan sonra dinleyin bütün dinlerin baş merkezleri. Ve o kırk sene ümmetiyle beraberdi. Ondan sonra Âlemlerin Rabbi ona ilahi sıfatları olarak Cebrail a.s. Ruhul Emin ile emirler gönderdi. Ona gönderdi ve “Sen burada ve buradan sonra ve ilahi huzurda seçilmiş olansın. Ve sana kimsenin ulaşamayacağı öyle bir şeref ikram edilmiştir.
Sen Muhammedun Rasulullah (s.a.v)’sın” dedi. Rağmen Âlâ Enf vehhabiler ve selefiler.
Evet, Allah Allah Allah Allah.
Ey insanlar, ey katılanlar dinleyin, mükemmel birisi olmak için dinleyin. Galû Bela gününde sözünü tutan mükemmel kimselerden.
Âlemlerin Rabbi Galû Bela gününde kime hitap etti? Rabbinin azametli, en azametli, en heybetli en şanlı hitabını işitmek imkânsızdır. İşitseler yanarlar kimse kalmaz. Ama Âlemlerin Rabbinin o kuvvetini kim taşır? Yalnız O, Seyyidina Muhammed (s.a.v.)!!!
“Allâhümme Zidhu İzzen Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen” deyin!!!
Rağmen Âlâ Enf vehhabiler ve selefiler ve başka gayri Müslümanlar.
Hay..... hayyyyy….. hayy…. Hayyyy…. Hayyy…. Hayy…. Hayy… Hay.....HHayyyy…. Hayyy…. Hayy…. Hayy… Hay...…. Huuuuu… huuuuu.... huuu….. huuu….. huuu….
Ey insanlar, gelin doğruları kabul edin. Doğruları kabul etmeyenlerin seviyesi hayvanlar seviyesindedir. Peygamberler Mührünü takip ederseniz ilahi şerefler tarafından şereflenirsiniz.
Kimle insanları sizinle olmaya çağırıyorsunuz selefi ulemaları? Ama kiminle olduğunuzu açıklayın. Siz kimlesiniz?
Cenâb-ı Hak ilahi emri (Tövbe;119) وَكُونُواْ مَعَ ٱلصَّـٰدِقِينَ <<Ve doğrularla beraber olun >> buyurur. Doğru kimseler kimdir? Onlar ruhlarını Peygamberler Mührünün hürmetine feda edenlerdir. Cenâb-ı Hak onlara daha fazla şeref versin.
Nerede yaşıyorsunuz? Bunu milletleri için yapan ulemalar nerede, Müslümanlar Müslümanlara, başka milletler milletlerine?
Evet şimdi 15 ve daha fazla asırdır, 16 asırdır Onun emri devam ediyor. Etmiyor mu?
Kimin emri ile oynuyorsunuz selefi ulemaları söyleyin. Kimin şanlı emriyle oruç tutuyor ve Hacca gidiyorsunuz ve hayır işi yapıyorsunuz? Kim için? Kimin şerefine?
Cenâb-ı Hak ezelden ebededir. Onun bizim şereflendirmemize ihtiyacı yoktur. Hayır, bütün şerefler en şerefli olan hakiki halifesine ikram edilmiştir. (Bakara:30) إِنِّى جَاعِلٌ۬ فِى ٱلۡأَرۡضِ خَلِيفَةً۬ۖ << Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım >> O sadece tektir.
Cenâb-ı Hak İnni Cae Fil Ardi Hulefa buyurmaz, halife tektir.
Ne düşünüyorsunuz? Bir kralın pekçok veliahtları olur mu? Sadece bir tane olur. Ki kainatta veliaht, halife kimdir? Tek bir tane olmalı. İki veya daha fazla ve fazla olamaz, hayır, hayır. Ve O ümmetine “Gelin ilahi emirlere itaat edin” buyurur. Ve sizin okuduğunuz ilahi emirleri bana anlamak için veriyorlar. (Tövbe;119) وَكُونُواْ مَعَ ٱلصَّـٰدِقِينَ <<Ve doğrularla beraber olun >>
Selefi ulemalara soruyorum, sadıklar kimdir?
Onların özellikleri ve makamları nedir ki sadıklardan oldular? Onların işaretleri nedir?
Cenâb-ı Hak Celle Ve Âlâ buyurur, … (arapça)
يا عبدي اطعني اجعلك ربانيا تقول لشي كن فيكون
Yâ `abdî ati'anî ec`aluke rabbâniyyûn tagûlu li şey'in kün feyekûn.
Söyleyin telaş etmeyin, bu Hadis-i Şerif kitaplarında yazar. Bakıp göremezseniz dinleyin ve doğru mu diye araştırın.
Aklımız bunun yüzde yüz göklere ait olan doğru bir kutsi Hadis olduğunu söyler.
Cenâb-ı Hak Subhanehu Ve Teâlâ buyurur, Ya Abdi, ey kullarım, ben bana ait olan herşeyde itaatkâr olanları severim. Benim size emrettiğim herşeyi tam tutun, yüzde yüz.
Ey kulum herşeye itaat et.
Ve Âlemlerin Rabbinin onlara ikram ettiği şeref nedir?
Cenâb-ı Hak buyurur; … (arapça) Rabbani olmaya çalışın. Selefi olmaktan daha iyidir. Neden Rabbaniyiz demezsiniz? Neden söylemezsiniz?
Bütün ulemalara soruyorum, Rabbani olduğunuz mu düşünüyorsunuz?
Cenâb-ı Hak size Rabbani olmayı mi giydirdi….
Allahu Ekber Allahu Ekber.
Bunu netleştirmek için Ezher ulemaları nerede? Şam ulemaları nerde? Başka Bağdat ulemaları, Türk ulemaları, Hindistan ulemaları nerede? Neden söylemezsiniz?
Onlar bazı tadı olmayan vadiler peşine koşarlar. Esas çizgiye gelin, böyle böyle gitmeyin. Neden insanoğlu için en yüksek şeref olanı netleştirmezsiniz?
Rabbani olmak. Rabbani, Rabbani, Rabbani, Rabbani, Rabbani, Rabbani, ...
İlminiz nerede? ...
Biz selefiyiz demeyin. Rabbaniler olmaya çalışın.
Rabbani olmanın işareti nedir? Rabbul İzzet ne buyurur:
Yâ `abdî ati'anî ec`aluke rabbâniyyûn tagûlu li şey'in kün feyekûn.
Bununla tam bir kütüphane yazabilirsiniz.
Cenâb-ı Hak "o insanlarla olun" buyuruyor. "Sadıklarla beraber olun."
Allah Ya Rabbi… Estağfurullah.
Ey Rabbim, bize seçilmiş kimselerden birilerini gönder ki insanoğluna herşeyi netleştirsin çünkü şeytanın takipçilerinden bıktık.
Ey Rabbimiz bizi affeyle.
Ve onun gibi olmak için peşine koşacağımız birisini gönder.
Tövbe Ya Rabbi Tövbe Ya Rabbi Tövbe Estağfurullah. Zid Habibeke İzzen Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana.
Fatiha.