Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: İlginç Bir Soru : Doğru yanıtı tartışmalı !...
MesajGönderilme zamanı: 08.01.09, 18:45 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 03.01.09, 22:40
Mesajlar: 926
"Hz. Muhammed bugün Avrupa’da yaşasaydı ne olurdu?"

İlginç Bir Soru : Yanıtı tartışmalı !...

***

Hz. Muhammed bugün Avrupa’da yaşasaydı ne olurdu?

Ahmad Sa'd
Imam of North London Central Mosque - Kuzey İngiltere Merkez Camii İmamı

30 Ağustos 2007

Resim

“Son zamanlarda kendi kendime Hz. Muhammed (S.A.V) şu an hayatta olsa ve Avrupa’da yaşasa ne olurdu?” sorusu aklıma çok takılıyor.

Bu sorunun devamında hemen aklıma şunlar geliyor: Bazı Müslümanlar gibi davranıp kendini toplumdan soyutlayıp, aynı tür kıyafetleri sünnet diyerek giymekte ısrar eder miydi ya da içinde bulunduğu kültüre ve topluma kendini Ahmad Sa'd alıştırır mıydı?

Avrupa’da yaşıyor olması medya tarafından kötü yansıtılan Müslüman imajının değişmesine vesile olup, İslam’ın gayri Müslimlere daha pratik ve etkili olarak tanıtılmasına yardımcı olur muydu?

Onsuz bir şeyler eksik

Tüm kalbimle Hz. Muhammed (S.A.V) bugün Avrupa’da yaşıyor olsa çoğu şeyin değişeceğine inanıyorum.

Bunu tahmin etmek çok zor değil, çünkü Hz. Muhammed stratejik bir düşünürdür. Onun stratejik planlayıcılığından ve düşünürlüğünden mahrumiyet bugünlerde Avrupalı Müslümanların karşılaştığı en temel eksiklerden birisi.

Hz.Muhammed’in detaylı bir biyografisi, görevini başarı ile tamamlamasında takip ettiği kutsal yöntem ve plan etkili olmuştur. Birçok Müslüman tarafından hala Hz.Muhammed’in nasıl bir stratejik planlamacı olduğu bilinmez.

Burada, batıda Müslümanların feryadı; uzun yıllardır Avrupa’da olmalarına rağmen hala var olma mücadelesi verme ve kendilerini kabul ettirme noktasındadır. Avrupa’da daha az süre bulunan diğer gruplara nazaran Müslümanlar, yaşadıkları toplumlardan kabul görüp, bütünleşememişlerdir.

Örneğin İngiltere’de; Müslümanları Allah adında bir tanrıya inanıp, tüm gayri Müslimleri öldürmeleri konusunda ondan emir alan kişiler olarak düşünen birine rastlamanız gayet normaldir.



Müslümanlar bir asırdan fazladır İngiltere’de olmalarına rağmen hala İngiliz toplumuyla bütünleşmeleri ve varlıklarını kabul ettirebilmeleriyle ilgili ciddi bir stratejik planlama eksiklikleri bulunuyor.

Bir diğer örnek, Avrupa’da İslam’a gönül veren insanların istemeyerek de olsa, Müslüman olmak isteyen kişilerin işlerini zorlaştırmasıdır. İslam’ a hoşgeldiniz demek adına yeni ibadete başlayan insanlara karışık kurallar ve formüller sunmaya başlarlar

Müslüman olarak ilk saatini dolduran ve İslam’ ı kucaklayan bir Müslüman kadına bile başörtüsü veya çarşaftan bahsedilebiliyor.

Tabii ki bu durumda sadece olumsuz bir netice alınacağını söylemeye gerek yok.

Bence, Hz.Muhammed bugün yaşıyor olup bu durumları görmüş olsa, Müslüman olmaya gönül veren bu insanlara her halde “ Rahat olun kardeşlerim! Benim Mekke halkıyla attığım adım gibi önemli bir adım atın. Kalplerinizde iman ateşini yakın ve ışık kendi kendine büyüsün.” derdi.

Peygamberi Yoldaki İlkler

On üç yıl boyunca Hz. Muhammed (S.A.V)’in görevinin temel gayesi insanlara ibadet edecek sadece bir tanrının olduğunu anlatmak olmuştur.

Hz. Muhammed (S.A.V) için Kâbe’yi kuşatan 360 putla mücadele etmek için kısa süreli bir plana ihtiyaçı vardı. Aynı durum Avrupa’daki Müslümanlar için geçerli. Etraflarını kuşatan şeylerle alakalı bir dizi kısa süreli planlara ihtiyaçları var.

Müslümanlar, diğer insanlardan saygı ve işbirliği beklemeden önce kendi aralarındaki iç çekişme putunu, Müslüman cemaatler ve kurumlar arasındaki bölünmelerle alakalı olan putları tartışmalıdır.

İslami dairenin dışındaki insanlarla konuşmadan önce kendi içlerindeki cephede birlik oluşturmalılar. Diğer bir düzlemde toplumun daha geniş bir kesiminden kabul görebilmek için Müslim ve Gayrimüslimler arasında örnek bir güven ortamı oluşturmalılar. Hz. Muhammed (S.A.V), hayatlarını kendilerine hiçbir fayda veya zarar veremeyen putlara adamış, putperest bir toplumun içinden çıkmıştır.

Burada Batıda da benzer putlar bulabiliriz. Buna, insan vücutlarına karşı şehveti arttırıcı bir moda endüstrisi olup, hikayeler yapmak için gerçekleri çarpıtan medya da dâhildir. Bir diğeri, gazetelerin reklâm bombardımanlarından sonra oluşan tüketim ruhu idolüdür. Bu tür olaylarla karşılaştıklarında Müslümanlar stratejik planlarını çok iyi yapıp, ilk hedeflerini netleştirmelidir. Her şeyi aynı anda gerçekleştirmeye çalışmak Müslümanları hiçbir yere ulaştırmayacaktır. Kararlı bir şekilde hareket edip, her puta kendine has bir şekilde yaklaşmalıdırlar.

Hz. Muhammed (S.A.V), ilk olarak insanların kalplerindeki şirki söküp atmak için plan yapmıştır. Böyle bir hedefe ulaşmak için çok akılcı ve ikna edici bir yöntem uygulamalıydı. Bu nedendendir ki birçok ayet Allah’ın yaratıcı kudretini ve tüm kâinatı kaplayan işaretlerini göstermektedir. Bu süreç Hz. Muhammed’in (S.A.V) 23 yıllık peygamberliğinin daha büyük bir bölümünü kaplamıştır.

Tüm İçerik Stratejiye Dayalıydı

Allah Resulünün açık ve basit çağrısı: “Sadece bir olan Allah’a kulluk edin, size hiçbir faydası veya zararı olamayan putlara değil” idi.

Hz. Muhammed’in (S.A.V) Mekke’de iken tek stratejik amacı bu idi. Ama o ve ashabı baskıcı ve engelleyici bir toplum ortamından Medine’ye göç ettikten sonra Yahudilerle ve diğer putperest Araplarla muhatap olmak zorunda kaldılar. Ve Hz. Muhammed(S.A.V), Müslümanlara toplumda güçlü ve önemli bir unsur olabilmeleri için kısaca söyle özetlenebilecek şu yeni stratejik planı uygulattı:

1. İslam’ı topluma tanıtarak, belki de onların İslam’ı kucaklamasını sağlayarak Müslümanların güçlü bir varlık oluşturmasını sağlamak. Müslümanlar, amme hizmeti için yerel yöneticilerle daha sıkı bir işbirliği içine girmeli, İslam’la ilgili programlar hazırlamalı, suçlarla ve toplumdaki aşırılıklarla mücadele edip, sohbet verip, konuşmalar yapmak ve barış haftalarına ve dinler arası aktivitelere katılmak.

2. Yeni toplumla bütünleşmek ve toplum hayatına ve diğer topluluklarla kaynaşmaya gayret göstermek. Bu, Hz. Muhammed (S.A.V)’in Yahudi ve diğer gayri-Müslim kabilelerle karşılıklı savunma antlaşmasını Medine’de imzalandığı zaman olmuştur. Böylelikle Müslümanlar, ülke kararlarının şekillenmesinde oy kullanmalarını sağlayacaktı ve böylelikle lobi ve koalisyon çalışmaları için toplumun diğer kesimleriyle beraber olabileceklerdi.

3. İslam’ın gerçek öğretilerini uygulayarak insanlara örnek olun ve İslami öğretileri ihlal etmeden toplumda uygulayın. Başka bir değişle nasıl konuşuyorsanız öylece uygulayın. Örneğin Müslümanların dakik olmayışlarıyla ilgili bir kanaat oluşması üzücüdür. Hatta daha kötüsü Müslüman erkeklerin vatandaşlık elde etmek için gayri-Müslim kadınları kullanmalarıdır.

Hz. Muhammed (SAV)’in Medine’de başardıklarını görerek, Müslümanlar onun toplumun tüm kesimlerinin menfaati için toplumun tüm kesimleriyle işbirliği yaptığını fark etmelidir.

Hz. Muhammed (SAV)’in planı, aktif ve vicdanlı vatandaşlarla en azından İslam’ın lehinde bir bakış açısı oluşturmayı sağlamaktı. Hz. Muhammed (SAV) bunu başardı ve Medine’de Müslümanların bulunuşu toplumun gözünde olumlu bir tablo sergiliyordu.

Eğer bugün Hz. Muhammed (S.A.V) Avrupa’da Müslümanlar arasında yaşıyor olsa, inanıyorum ki bütünleşme ve beraberlik için daha da çok şey başaracaklardı. “İş işten geçti” diye artık Müslümanların ağlamaması lazım, çünkü asla çok geç kalınmış değildir.

Müslümanlar stratejik plan yapıp derhal uygulamaya başlayabilir ve tüm ihtiyaç duydukları şey Hz. Muhammed (S.A.V)’in karakterini daha derinden incelemektir.


Ahmad Sa'd: Imam of North London Central Mosque -

Kuzey İngiltere Merkez Camii İmamı

Bu makale M.Hasan UNCULAR tarafından Dünya Bülteni adına tercüme edilmiştir.

http://www.dunyabulteni.net/author_a...il.php?id=2044

_________________
" Hayrlar Feth Olsun ; Şerler Def Olsun !.."


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: İlginç Bir Soru : Doğru yanıtı tartışmalı !...
MesajGönderilme zamanı: 13.01.09, 00:45 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.12.08, 23:18
Mesajlar: 245
Cenab-ı Resulullah (As.) Hazretlerinin hey'et-i şerifi (fiziki hususiyetleri) teğayyür etmez değişmezdi.. mesela sarık sakal cübbe şalvar rida asa hırka ve emsali giyim-kuşam maddelerinin hepsi birer peygamber nebi resul şiarıdır; yani o alamet-i farikalar Allah'dan melekten ve semadan mülhem geliyor.. ve belki çarşıdan çakma değil cennetten çıkma tenzil oluyor.. dolayısıyla bunların yeryüzünde ki coğrafyayla veya ahaliyle bir alakası yok.. şu inceliği var ya ahkamda ulemayım diye geçinenler bile anlamamıştır.. bunu ancak ulema-i Billah (bknz. 'ilimde rasih olanlar..') olan anlar..

Hz.Fahr-i Alem Efendimizin (Sav.) sünnet-i seniyye'si (fiileri) de değişmezdi.. çünki sünnet dahi vahy ile (beraber) münzeldir.. İmam-ı Serahsi usulünde öyle diyor, yani İndirilen: Kelamullah ile beraber kelam-ı Resulullah'dır der..

değil muhkem ve müekked sünnet; gayr-ı müekked sünenin dahi zaman ve zemine göre teğayyür edeceği başka bir hal alacağı düşünülemez.. zira "Allah katında din yalnızca İslam'dır.." İslam ise 1400 küsur sene evvel itmam ve ikmal olup zirve-i kemale ermiştir.. 1400 küsur sene sonra dahi o budur; yani değişmez..

sen bugün misvak gerekmez fırça macun da kifayet eder dersin ama sahabe-i kiram misvakı techizattan sayar; cebheden develer göndermek suretiyle medine'den misvak sevkiyle zafer kazanır.. (bknz. Sa'd bin Ebi Vakkas RA. hadisesi..)

Aleyhisselatüvesselam efendimiz bugün avrupa'da yaşasa idi tarih tekerrür eder dünde olanların cümlesi avrupa'da da olurdu.. mesela; Kabe'nin içinde ve dışında 360 pare put vardı onları feth-i Mekke'de kırdırdığı gibi avrupa'da ki haçları ve heykelleri de kırdırırdı.. ve yine Kabe civarında müşrik mabedleri de vardı onları yıktırdığı gibi avrupa'da ki kilise katedral ve havraları da (ya) yıktırırdı yahut camiiye çevirtirdi..

Not: aslında Resulullah (Sav.) in avrupa kıtasında zuhuru diye bir şey mümkün ve mutasavver değildir; yani hikmetten hariç bir varsayım bu.. Mekke ve Kabe sırrını unutmamak gerek mahall-i mevlid'den bi'sete hira'dan hicrete varıncaya kadar Allah ındinde her şey maktu' ve matbudur.. vesselam..


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 2 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye