Sonuç:
Bu kadar İslam ulemasının yalan ve batıl üzerine ittifakları muhal olduğuna göre, Rabıta-i Şerifeyi tekzip mümkün değildir.
Alimlerimize uymak ve onları izlemek bize kesin bir emirdir.
Enes'den (r.a.) rivayetle: “Yeryüzünde âlimlerin durumu, karanlık gecelerde karada ve denizde kendisine bakılarak yol bulunan gökteki yıldızlara benzer. Yıldızlar kararınca yol arayan yolcuların kaybolması an meselesidir.” (Müsned, 3:157.)
Peygamber Efendimizin şu uyarıcı sözü Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayet edilmiştir: “Şüphesiz bu ilim din ilmidir. Öyle ise dininizi kimden öğrendiğinize iyi bakın.”
Abdurrahman ibni Sa'd (Radıyaliahu Anh) şöyle anlatıyor: Bir kere Abdullah ibni Ömer'in (r.a) ayağı uyuştu, o zaman bir adam ona: "En sevdiğin insanı an." dedi. O da: "Ya Muhammed" deyince bağlardan kurtulmuş gibi rahatladı. (Buhari, el-Edebü'l- Müfred:438, No:993, Sh.262)
Bu şekilde değişik bir rivayet de İmam Mücahid (Radıyaliahu Anh) vasıtasıyla, İbni Abbas’dan (r.a) nakledilmiştir.
Aklı ve insafı olana bu başlıkta yazdığımız deliller ve alimlerin görüşü yeter.
Yazımızı Şeyh Muhammed Es’ad Sahibzade en-Nakşibendi el-Halidi el-Osmani Hazretlerinin nasihatleriyle bitiriyoruz:
“Ey inkarcı! Bak gör ki sen rabıta gibi kıymetli bir sünnetten mahrum olduğun gibi insanlara da bu yoldan uzaklaşmaları için nasıl batıl bir tavsiyede bulundun. Halbuki ilim bir emanettir, sen ise buna hıyanet ettin. ‘Ey inananlar! Allah’a, Resulüne ve bile bile emanetlerinize hainlik etmeyin.” (Enfal Suresi) Tabi ki rabıta gibi meseleleri anlamak, Kur’an’ı iyice düşünmeye bağlıdır. İnkarcılar ise ya düşüncesiz veya mühürlüdürler. ‘Onlar, Kur’an’ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerinin üzerinde kilitleri mi var?’ (Muhammed, 24) Ey Münkir! Sen Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellemin senin bu yaptığından razı olacağını mı sanıyorsun? Halbuki sen bu kadar Sahabenin Resulullah’a olan rabıtasını inkar ediyorsun.
Ey inkarcı kişi! Sen ise kalkmış: ‘Geçmiş ulema ve meşayıhın sözleriyle istidlal (delil getirmek) abestir, faydasızdır’ diyerek, hem Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellemi, hem de Sevad-ı A’zamı (ulema cemaatini çoğunluğunu) inkar ediyorsun. Artık bu büyüklere muhalefet, Ümmet-i Muhammediyye’den Sevad-ı A’zama karşı çıkmak anlamına gelir ki Allah Teala böyle bir felakete düşmekten cümlemizi muhafaza buyursun. Amin!”
(Nuru’l-Hidayet-i ve’l-İrfan; Hasan Hilmi el-Kahhi, Es-Sifru’l-Esna fi’r-Rabıtati’l-Hüsna, Sf. 47-49; Muhammed ibni Süleyman el-Bağdadi, El-Hadikatü’n-Nediyye fi’t-Tarikati’n-Nakşibendiyyeve’l-Behcetü’l-Halidiyye, Sf. 35)
Allahümme salli ala Seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve eshabihi ve ezvacihi ecmain. Bi adedi külli daim ve devaim ve barik ve sellim aleyhi ve aleyhim teslimen kesiran kesira.
|