TASAVVUFUN TANIMI
Tasavvuf, Allah tarafından sevilme ve Allah'ı sevmeyi öğrenmektir.
Tasavvuf, sehâvet (cömertlik), zerâfet (zariflik) ve nezâfet (temizlik)tir.
Tasavvuf, halktan incinmemek ve mahlukâtı incitmemektir.
Tasavvuf, zıtları (zahir/batın ; kesret/vahdet; celal/cemal ; celvet/halvet ) birleştirmektir
Cüneyd Bağdadi: ” Hakkın seni sende ifna edip kendisiyle ihya etmesi olan tasavvuf, Allah'ın ahlâkı ile ahlâklanmaktır.
Ebu Bekir Şibli : Tasavvuf karşılıklı dostluk ve sevgidir. Allah ile beraber olmaktır. Duyu organlarına hâkim olmak, nefsi zaptetmek ve ruhun üfleyişlerine kulak vermektir.
Amr b. Osman Mekki : Tasavvuf ibnul-vakt olmaktır ; vakti değerlendirmek ve vaktin değerini bilmek, kulun her bir vakitte, o vakit içinde yapılması en gerekli olan amel ile meşgul olmasıdır.
Sunullah Gaybi : Tasavvuf nefy-i vücûd ile ahlâk-ı hamide ve evsâf-ı cemile sahibi olmaktır.
Mevlana Celaleddin Rumi : "Tasavvuf nedir?" diye sordular: “Gam ve elem zamanında ferah bulmaktır.”
Ünlü Osmanlı mürşidlerinden Şeyh İbrahim Efendi *(k.s.)'nin "Tasavvuf nedir?" sorusuna cevap verdiği şiiri tasavvufun en güzel tanımlarını içermektedir:
Bidayette tasavvuf sûfî bi-cân olmaya derler Nihayette gönül tahtında sultân olmaya derler
Tarikatte ibarettir tasavvuf mahv-ı suretten Hakikatte saray-ı sırda mihmân olmaya derler
Bu ab u kil libasından tasavvuf âri olmaktır Tasavvuf cismi safi nur-ı Yezdân olmaya derler
Tasavvuf lem’ayı envar-ı mutlaktan uyarmaktır Tasavvuf ateş-i aşk ile suzân olmaya derler
Tasavvuf şerait name-i hestiyi dürmektir Tasavvuf ehl-i imân olmaya derler
Tasavvuf ârif olmaktır hakimen adetullaha Tasavvuf cümle ehl-i derde dermân olmaya derler
Tasavvuf ten tılsımın ism miftahıyla açmaktır Tasavvuf bu imaret külli virân olmaya derler
Tasavvuf sûfî kali tebdil eylemektir bil Tasavvuf her söz ki söyler âb-ı hayat olmaya derler
Tasavvuf ilm-i tabirât-ü tevilâtı bilmektir Tasavvuf can evinde sırrı sübhân olmaya derler
Tasavvuf hayret-i kübrâda mest ü vâlih olmaktır Tasavvuf Hakkın esrarında hayrân olmaya derler
Tasavvuf kalb evinden mâsivallahı gidermektir Tasavvuf kalbi mümin arş-ı Rahmân olmaya derler
Tasavvuf her nefeste şarka vü Garba erişmektir Tasavvuf bu kamu halka nigehbân olmaya derler
Tasavvuf cümle zerrat-ı cihanda Hakk’ı görmektir Tasavvuf gün gibi kevne nümâyân olmaya derler
Tasavvuf anlamaktır yetmiş iki milletin dilin Tasavvuf alem-i akla Süleymân olmaya derler
Tasavvuf uryet-i vüska yükün can ile çekmektir Tasavvuf mazhar-ı ayât-ı gufrân olmaya derler
Tasavvuf ism-i azâmla tasarruftur bütün kevne Tasavvuf câmi-i ahkâmı Kurân olmaya derler
Tasavvuf her nazarda Zât-ı Hakk'a nâzır olmaktır Tasavvuf sûfî yâ her müşkil âsân olmaya derler
Tasavvuf ilm-i Hakk'a sinesini mahzen etmektir Tasavvuf sûfî bir katreyken ummân olmaya derler
Tasavvuf küllü yakmaktır vücudun nâr-ı "Lâ" ile Tasavvuf nur-ı “illa” ile insân olmaya derler
Tasavvuf on sekiz bin aleme dopdolu olmaktır Tasavvuf nüh felek emrine fermân olmaya derler
Tasavvuf “kul kefâ billah” ile davetdürür halkı Tasavvuf "irci’i" lafzıyla mestân olmaya derler
Tasavvuf günde bin kere ölüp yine dirilmektir Tasavvuf cümle alem cismine cân olmaya derler
Tasavvuf Zât-ı insan Zât-ı Hakk’da fâni olmaktır Tasavvuf “kurb-u ev ednâ”da pinhân olmaya derler
Tasavvuf cânı canâne verip azâde olmaktır Tasavvuf cânan-ı cân, cân-ı canân olmaya derler
Tasavvuf bende olmaktır hakikat Hak ey İbrahim Tasavvuf şer-i Ahmed dilde burhân olmaya derler
KAYNAK: Prof. Dr. Dr. Mustafa Kara “ Tasavvuf ve Tarikatler Tarihi”
Şeyh İbrahim Efendi: Doğumu 1591 Eğridere/Bulgaristan - Vefatı: 1655 İstanbul)
|