Çocukluğumun En Şenlikli Ramazanları
Refik Halit Karay
Sanmam ki çocuklarımız o yarı sönük, yarı silik mahyalarla ramazan davulcularının o yarı bozuk, yarı boğuk beyitlerinden zevk duysunlar...
Gündüzleri camiye giderdim, sakin sesle Mesnevî okuyan sikkeli dervişleri hürmetle dinler; gür sesiyle halkı uyandırmaya çalışan kocaman sarıklı kürsü şeyhlerini geçerek ruhuma mukaddes makamların aşkını dolduran yanık sesli hafızların sıra sıra diz çökmüş dindaşlarımla dolu halkalarına sokulurdum. Her köşesinden ayrı şevkte, ayrı makamda, pes veya tiz birçok seslerin yükseldiği bu geniş akışlı yüksek kubbe altında kendimi ne kadar ufak, benliğimi ne kadar günahkâr bulurdum.
Kibrimden gururumdan kayıp ede ede ruhumu hafifleten bu ziyaretler yüreğimin sadece dünyaya açık hücresine sanki ahiretten bir yol açardı. Vücuduma uhrevi bir hava yayılırdı.
Kapıların ağır, meşin perdelerini kaldırıp dışarı çıktığım zaman kendimi o kadar değişmiş bulurdum ki bir müddet yabancı bir adamla yan yana gider gibi olurdum.
Sonra yavaş yavaş, baygınlığını geçiren bir adam gibi ayıldığım zaman başımda hafif ve tatlı bir durgunluk kalırdı. Bunları hatırladıkça göğsüm heyecandan kabarıyor, şimdi bu hislere ne kadar uzağım.
***
|