Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Topkapı Sarayı’nda bir Tezhib Mektebi
MesajGönderilme zamanı: 14.07.10, 09:54 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 25.12.08, 10:31
Mesajlar: 32
Topkapı Sarayı’nda bir tezhip mektebi

Topkapı Sarayı Geleneksel Türk Süsleme Sanatları Kursu tezyînî sanatlara yeni isimler ve eserler kazandırıyor.

Çarşamba, 14 Temmuz 2010

İbrahim Ethem Gören
Dünya Bülteni


Osmanlı Cihan Devleti’nin yönetim merkezi olan Topkapı Sarayı aynı zamanda klasik İslam-Türk sanatlarının da merkezini teşkil ediyordu.

Eserlerinde sanat ve estetiği bir arada bulunduran Osmanlı sanatkârları saray çevrelerinden, özellikle de padişahlardan mücerret sanat adına devasa teşvikler görüyordu.

Kitâbiyat sanatlarında saray içinde neşv-ü neva bulan Topkapı Sarayı Nakkaşhanesi, tezhip sanatında günümüze kadar hayatiyetini devam ettirebilen ender bir sanat müessesesidir.

Fatih Sultan Mehmed Han tarafından Anadolu’nun dört bir tarafından bir çok sanatkârın (hattat, müzehhip, mücellit) Topkapı Sarayı’nda bir araya getirilmesiyle temelleri atılan Topkapı Sarayı Nakkaşhanesi, sanat tarihimizde nadide eserler üreten usta sanatkârların ocağı olarak ün yapmış ve böylece Ehl-i Hiref teşkil edilmiş...

Sanatkârlarıyla uzun yıllar sarayın ve Osmanlı Devleti’nin kitâbiyat hizmetlerini yerine getiren nakkaşhane, Prof. Dr. Süheyl Ünver’in gayretleriyle 1950’li yılların başında yeniden tesis edilmiş.

Lise ve üniversite mezunlarının genel yetenek imtihanıyla kabul edildiği sanat mektebinden şimdiye kadar yüzlerce sanatsever mezun olarak, tezhip sanatının iç dinamiklerinde vâkıf olmuş. Buraya her yıl 20-25 civarında yeni kursiyer kabul ediliyor...

Müessese günümüzde Kültür Bakanlığının bünyesinde, ‘Topkapı Sarayı Geleneksel Türk Süsleme Sanatları Kursu’ unvanıyla tezyînî sanatlara yeni isimler ve eserler kazandırıyor.

Kursun öğretim üyelerinden nakkaş-mimar Semih İrteş ile Topkapı Sarayı Geleneksel Türk Süsleme Sanatları Kursu üzerine konuştuk.

***

Nakkaşhane günümüzde tekrar ne zaman ihyâ edildi?

1950’li yıllarda rahmetli hocamız Prof. Dr. Süheyl Ünver tarafından bu nakkaşhane faaliyete geçti. 1976-1977 sezonunda yine Süheyl Ünver tarafından bu kursun temeli atıldı. O dönem içinde Cahide Keskiner ve Azade Akar hocalarımın da denetiminde kurslar devam etti. Sonra kursun başhocası Cahide Keskiner Hanımefendi oldu. Uzun seneler kursu, hocamızla birlikte götürdük.

Öğretim kadrosunda kimler bulunuyor?

Bu kursa gönül ve emek vermiş diğer arkadaşlarımızı da unutmamak gerekir. Bunların arasında Mamure Öz, Serap Bostancı, Recep Cengiz ve Sevim Kayaoğlu bulunmaktadır.

Bu kursta ne gibi hizmetleriniz var?

Türk süsleme sanatının tekrar ihyâ edilmesi için bir talebe grubuna burada eğitim veriyoruz. Bu eğitim çok sınırlı. Bu eğitim, haftada bir gün ve iki yıl ile sınırlı. İki yıl içerisinde Türk süsleme motifleri ve tasarım konusunda buradaki arkadaşlara bilgi veriliyor ve buna göre yönlendiriliyor.

Buradaki öğrenciler, sadece bunun ilk kültürünü alıyorlar. Bu kursu dört seneye de çıkarabiliriz ama amacımız burada müzehhip yetiştirmek, sanatçı yetiştirmek değil. İlk etaptaki amacımız, bu sanatları topluma tanıtabilmek.

Burasını Ehl-i Hiref’in bir devamı olarak düşünebilir miyiz?

Burada biz sanatçı yetiştirmiyoruz. Ehl-i Hiref öyle değil. Ehl-i Hiref’te iki sene ya da üç sene devamlı bir surette her gün çalışılıyor ve buraya devam eden kişiler sonunda sanatkâr oluyorlar.

Burada sadece biz kültürü tanıtmaya çalışıyoruz. Süsleme kültürünü tanıtıyoruz. Kişi bundan sonra eğer bunu götürebilecekse, sonrası kendisinin ferdî çalışmasıyla oluyor. Buradan mezun olduktan sonra bizimle beraber çalışmalar da yapabiliyor.

Topkapı Sarayı Nakkaşhanesi’nin günümüzdeki pozisyonu Ehl-i Hiref’e yakın bir espri ve düşünce içerisindedir. Ama geçmişteki nakkaşhaneyle günümüzdeki nakkaşhane arasında sistemler farklı. Birinde konu hemen eğitimin-öğretimin sonunda profesyonelce tatbikata geçiyor. Burada ise geleneksel süsleme sanatlarının kültürü ve medeniyeti öğretiliyor. Talebe sadece kendisi için tatbîkat yapıyor. Talebenin müzehhip olabilmesi, azmine, sevgisine ve alış gücüne bağlı.

Öğrencileri nasıl seçiyorsunuz?

Buraya gelebilmenin alt sınırı lise mezunu olmaktır. Biz aslında bu kültürü hiç bilmeyen bir insanı buraya almak istiyoruz. Bu sanata gönül veren herkese burada hizmet vermek istiyoruz. Ama çok müracaat oluyor, kapasitemiz bu talepleri karşılamaya uygun değil. Mecburen bir imtihan yapmak durumunda kalıyoruz. Bu imtihan nazarî değil; genel yetenek üzerine kurulu. Öğrencinin çizgisinin nasıl olduğuna bakarak buraya alıyoruz.

Ne gibi bir öğretim usûlü tatbik ediyorsunuz?

Burada ilk sene geleneksel Türk süsleme sanatına ait genel itibarıyla tasarım dersleri veriliyor. Tasarıma çok dikkat ediyoruz. Tasarım derslerinin sonunda ikinci yılda öğrencilerimizi atölyedeki çalışmadan kaynaklanan tezhip konusuna yönlendiriyoruz. Bizim burada verdiğimiz tasarım tekniği sadece tezhip için değil, bütün süsleme sanatlarını kapsayabilecek düzeydedir. Tasarım bilgisi alan bir talebe kendisini ilerleterek, tezhibin dışında başka konularda da bu tasarımı kullanarak, kalemişi ve çini tasarımları da yapabilir.

Biz, buraya gelen kişiyi bu sanata gönlünü vermiş olarak kabul ediyoruz. Talebelere haftalık olarak, çok yoğun ödevler veriyoruz. Eğer verdiğimiz ödevleri tam olarak, lâyığı ile yaparlarsa, iki yıl sonra kursun bitiminde iyi bir noktada bu işi yapabiliyorlar.

Toplum bu sanatları ne kadar tanıyor?

Dört beş senelik bir süre içerisinde Türk süsleme sanatlarında fevkalade bir gelişme söz konusudur. Yalnız bu gelişmeyi enflasyon durumuna getirenler de var. Bunlar çok üzücü. Biz kültürü tanıtmak istiyoruz.

İnsanlar, kendi öz kültürü olan geleneksel sanatların ne olduğunu öğrendiklerinde büyük keyif alacaklardır.

Buradan mezun olanlar nelere dikkat etmeliler?

Burada talebelere “Biz sizi burada sanatçı olarak yetiştirmiyoruz.” diye her zaman söylüyoruz.

Sanatçıyı zaten yetiştiremezsiniz, sanatçı kendi yetişir. Biz burada, geleneksel süsleme sanatlarımıza gönül verenlere, süsleme sanatları konusunda, tasarım konusunda, tezhip tekniklerinin bazıları hakkında bilgiler veriyoruz. Burayı bitirdiklerinde müzehhip olmuş değiller.

Evet Kültür Bakanlığı dolayısıyla bir sertifika veriyoruz. Ancak, “biz burayı iki yıl içerisinde bitirdik, diplomamızı aldık, müzehhip olduk, bundan sonra hemen sergi açabiliriz, seminerler verebiliriz” gibi bir düşünce tarzı doğru değildir. Burayı bitirenlerin süsleme sanatına devam etmeleri çok hoşumuza gider. Zaten amacımız da bu. Bu faaliyetlerin onlar için sadece bir hobi olması için bu kadar zaman burada bulunmuyoruz. Onların bu konuyu devam ettirmeleri lazım. Ancak hemen profesyonelce sergi açmak, bir takım faaliyetlerde bulunmak doğru değil. Bunlar, zamanı geldiğinde olacak olan şeyler. Çünkü bu sanat, gönül işidir. Burada tabii ki belirli bir edep ön planda olmalıdır. Tarihteki usta-çırak münasebetlerine riayet edilmelidir. Bir zamanlar usta müsaade etmeden, icazet vermeden talebe eserin altına imza atamıyordu.

Kaç öğrenci mezun oldu?

Şimdiye kadar buradan 1.000’in üzerinde öğrenci geçti, mezun oldu. Mezunlar arasından 50-60 kişi bu işi ciddî bir şekilde devam ettiriyor. Bu rakamlar Türk süsleme sanatı için büyük rakamlardır. Bunların arasından 25-30 kişi de çok ciddi olarak bu sanata devam ediyor.

***

Mimar-Nakkaş Semih İrteş

1952 Yılında İstanbul’da doğdu. Kalemişi çalışmalarına 1968 yılından beri devam etmektedir. Bu sanatı babası Sabri İRTEŞ’ ten öğrenmiştir.

1973-1980 Yıllarında Ord. Prof. Dr. Süheyl ÜNVER’ in Cerrahpaşa Tıp Tarihi kürsüsünde Tezhip çalışmalarına katılmış ve icazet almıştır.

İDMMA Mimarlık Fakültesi mezunu olan sanatçının kalemişi restorasyon çalışmaları Topkapı Sarayında 1970’ ten günümüze kadar devam etmektedir.

1978 Yılından beri Topkapı Sarayı Müzesi nakışhanesinde Türk Tezyini Sanatları Öğretim görevlisidir. 1991 Yılında Mamure ÖZ ile Sema Nakışhanesi’ni kurmuştur. 1981- 83 Mimar Sinan Üniversitesi Geleneksel Sanatlar bölümü kalemişi öğretim görevlisidir.

2003-2007 Konya Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi geleneksel sanatlar bölümü kalemişi öğretim görevlisidir.

Sanatçı bu güne kadar birçok caminin kalemişi restorasyonunu ve yeni tezyini uygulamalar yapmıştır. Yurt dışında çalışmalarından Aşkabat Ertuğrul Gazi Cami, Tokyo Cami, Berlin Şehitlik Cami, Grozny Hacı Kadirov Cami bunlardan bazılarıdır.

2008 yılında Üsküdar Valide-i Atik Külliyesi Tekke Binası’nda Nakkaş Tezyini Sanatlar Merkezini kurmuş faaliyetlerini buradan devam ettirmektedir.

1974 yılından itibaren sanatçı yurtiçi ve yurtdışında birçok sergiye katılmıştır.
Sanatçı Türk-İslam Tezyini Sanatları ile ilgili araştırmalar yapmaktadır.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye