Asuman’dan Ağıtlar
İnsanın maddi girişi ağzı Ruhsal girişi gözleri Zehri kabul etmeyen ağız Nasıl olur da gözden giren zehre izin verebilir ki… Belkide her gördüğümüzdeki zehrin farkında değiliz Haksızlıklar, dolandırıcılar, yalancılar… Devasası! Bana dokunmayan bin yaşasın dercesine Kendimizi kandırırken kalır içimizde asası Öyle an gelir ki, Sinirliyizdir, iştahsızızdır, tembelizdir, yalnızızdır… Kirli sakalla gezeriz Ya da makyajımızdan vazgeçeriz Bir omzumuz düşmüş Ütüsüzdür giydiklerimiz İşin kötüsü bu hastalık gibide görünmez gözümüzde “Hani ağrılar…” deriz. Ağızdan alınan zehir gibi ağrı vermez ya bu, Sanki gizli eller arsızca boğar…
Aslında haram denilen bu şeyler Başköşemizde kurulmuş beyler! Son anımıza kadar keşfetmemiz için çalar neyler O sonda ise alır içimizden bize ait parçalar Ummandan göle razı oluruz mecburen Sanki düşer üzerimize hazan dağlar! Kader deriz felek deriz vicdanımıza sus deriz böylece Felaket gibi yağar yağmur, gözler ağlar!
Dinlemek varken sevgiliden hüzzam şarkılar Bakmak varken her görüntüde zikir eden aykırılar Her sözünde huzura rehber varken yankılar İnadına yaşamamanın lüksü acı ipiyle bağlar!
Rastgele balıkçı Temel Efendi.
Saffet Kuramaz
|