Japonya Seyahati
Dünyanın bir ucu sanki gitmek zor dönmek zor Ailemden üç ay ayrı kalmak cehennem kor On iki saat Bangkok, yedi saat Tokyo yar Kariyer için bu yol ne çileydi bana sor İki saatte vardım otele, yorgun zar zor Tahsis edilmiş lüks odada hissettim kiracı!
Japonya’nın incisi hem meşhur hem pahalı… Sözlerine yansır sanki inci alıntılar Şarkı dinler gibiydim asumanda arılık Boş verdim, kalbim yaşarken özlem kazıntısı Hoştu ruh dehlizimde merakım ve acılar! Hiroşima’da atom bombası aczin adı, Atılan okulda hala canlı çıplak çatı, Nehrinde ölüm sırrı, seyreden kadı… Etrafında yaşam devam eder, çalar sazı İnadına yeşillik sunmuş tabiat bacı! Animasyon seyrinde ağıtlar sarar bazı, Müzesinde çığlıklar deli eder yazısı... Hatıra defterine sığan sancıdır yargı! Ne gariptir Amerika sevilir devasa, Her genç kızın hayali yaşamaktır orada, Önyargımda düşünürdüm Japonya zavallı... Meğersem, alt yapı ve yatırım gelmiş sonra Bombası vicdan yükü olmuş yansıtmış ayna... Doğmuş yeni bir ülke, çözmüş ne varsa sargı! Tokyo insanı razıdır pirinçten yerlere, Metrosunda kaybolur cinsiyetin rehberi… Robotlaşan mekanik nefes metalden ciğer, Hallerinde yorgunluk, yansır uyku kederi… Her yerde telaş hâkim, alış veriş devleri Yükselen gökdelenler moderniz alevleri! Mukavva’da uyuyan yaşlı insan evleri: Merhamet özlemleri, utangaçtır türevleri Sanki çiçek gibiler mukavvaları saksı! Çalışmayı nesillere aktaran müzisyenler Tek kurtuluş sayarlar dilinde görünenler… Alış verişle değil okurken övünenler Vatanseverlik yazgı, dengelenmiş terazi… Bedenleri incecik, sağlıklı sergileri, Kadın-erkek tek model görünce çizgileri, Baş her anda rükû’ya hazır, evet sezgisi… Saf ruh aynalarında gördüm barınmaz şer: Konuşurken dinlerken heyecandır seferber Gülerlerken hissettim bir müzik konserini… Öyle utangaçlar ki... Kısa sohbetten sonra Yüzde pancar desenler, utangaç haldir yarsa Zevkle seyrettim her an, bilmem kaçıncı baskı! Yemekten sonra yeşil çay, sıcacık içtikleri, Partilerde içkiler, eğlencedir biçtikleri... Sanat aranan kutu, alışverişte ilk tutku! Kitapçıda her insan, okumaktır büyüsü, Kucaklar saygısıyla her görüşü kuşkusuz! Ne harika bahçe sanatı sarar tütsüsü Kiraz çiçekleri süsler kayalar türküsü Doğaya özlem, sanki yemeğe yansır şusi… Şinto ve Budist’lerin tapınağı yan yana: İçinde ağaçlara bez-dilek bağlamalar, Güvercinden-tavşandan nağmeyle şans ararlar! Tapınağın yardımsever adları alt alta, İnanç simgesiydi ceylan sunar ne ilimler! Yılbaşı Hıristiyan gibi benzer bayramlar, Oteller yapar beyaz gelinlikli reklamlar, Yanmış ölü külleri başköşe hatimler, Din olmuş dinsizlik yaşanıyor vesselam… Rengarenk dünyalık sarımtırak nostalji! Uçak havalanırken, Mekke müşriki ruh Acı bir hüzün verdi hissedemedim felah, Kelime-i şahadet eksik dilde, ne talih! Okusalardı Kur’an, sünneti dokusalar, Seherinden emince, mutluluk solusalar Güneş doğsa ilahi başlangıcında doğu! Dualar ettim ışık hızıyla, ettim veda... El salladım uçaktan, bitirirken sorgular Ömrüm boyunca taze, kalacaktı hoş anı!
Saffet Kuramaz
|