Ey şehit anası, babası, sılası Şehit olmak nedir bilir misin? Ölünce yine ölmek istemektir Allah yolunda ölmekle dirilirsin…
Beden vatan, ruha dünyalık siperdir Allah için ölen ne güzel neferdir Sen kendine ağla, günahına tövbeler dağla! Peygamber emrinde dirilen bedirdir Hiç şehit evladı bir olur mu sağla…
Her oyun kaybeder yoksa yol ilahi Amacı kısırdır sancısı ömürlük Ateş şerri yakar yoktur tek talihi Tövbekâr faniye azaptır esirlik Maksat şu dünyaysa her anı öldüren Dilin altında sır, yeşertir tomurcuk…
Büyüdükçe peltekleşir içine siner, meyveleri Yalnızlık seherinde güneş yakar, sevdaları Bitmez tükenmez aşla sınırlanan, kavgaları Silahın dilinde tehdittir barış, ezgileri
Sen şehidine yanma, Öldüren namussuzun diline kanma, Sözünde rezillik, vardır muamma! Sihrinde yılanı yutar Musa’nın amel suretinde ejderha “Cennet kapıları onlara sorgusuz açıktır!” der Mevla…
Buyurun cevabınız varsa musalla taşına Kim haklıymış uzansana, dönmekte yok bir daha! Hasadın sapı kalır toprakta, Gerisi nurdan nur altında gömülü derya! Ey zulme uğrayan kanma, İmanına sonra yanma, Şer zaferi marifet bilen dünyada kazanır ancak toprak üstünde kir! Allah’a âşık olana ise kâinat küçülür Zaman ölür başka vatanda dirilir…
Vatan bizim değil yar olmadan iman, Demirlenen dünya faydasız bir liman! Öldürmesi kolay, ya içimdeki hain? Aldıkça yer, aktıkça der sabır…
Şer içinde hayır, hayır içinde şer doğabilir, Zaman bize çok gelir ele avuca ne sığabilir? Semadan yağmurda ebabilden taşta yağabilir, Heva ve hevesin anlık bir muradı, sonsuz kahır!
Netice önemli ecelse nihayet, Her merhale ciddi, kazançtır hidayet… Nasılsa her halden dillenir şikâyet! Fitnede doldursa senle coşar nehir, Aşkına akittir has kulluğun mehir…
Saffet Kuramaz
|