Samimi Ol
Pembe hayaller miydi kafamdaki fırtına Yangın hissediyorum girmiş gibi fırına Düşünmeden attığım adımlar göz boyadı Yaşanan kıyametmiş aslı çıkan yarına… Güneş zannedip aya katlanan gecelerim Hiç utanmadan harman savuran hecelerim Hama’da ki egzotik döner değirmenleri Asi’den su taşırdı dilimde dizelerim… Petra’ya girilirken ince yollardı sihrin Ürdün vadisinden sor, nefsime makber derin Yemişleri sunulmuştu Âdem ve Havva gibi Söndü Nil kıyısında Musa ile fenerin… Bilmeliydim bu dünya cennet olsaydı hani Öbür dünyada olur mu ölümsüzlük baki Olmayacak bir şeyi yaşamadan zoraki Dosdoğru denilene teslim olmak gerekir! Tebeşir tahtasında bahtım sürgün çöllere Kumlarında ızdırap düştüm serap göllere Günahın şiddetiyle benzerken solmuş güllere Acı sabrımda miraç, aşmıştım elemleri… Ömrüm ulvi fırsatlar veriyorken görmeliyim Şer musluğunu kesip besmeleyle örmeliyim Aynı ırmak olsa da akan mana kabında Tene bulsam safını dökerken su tasında Yıkandığım Hak sevgi, firar eder korkuyla…
Düşümde böyle girdim sonsuz tünellerine Hızlı tren gibi geçti ok gibi gönüllere Yolculuk bu ya sondan pek emindim doğrusu İman teslim olmaktır benzemez fosillere! Korkmadım değil bundan karanlığı dehşetli Huzura varılan yer, secdesinde haşmetli Anne kucağında ben, alıştığım hüzzamlar Ya kulum demezse yol değil derdim zahmetli! Ümit penceresinden döktüm tövbe inciler Huzur sardı ruhumu sanki başka diriler Sağımda ve solumda gülümsedi elçiler Yükseldikçe evreni seyrederim coşkuyla…
Saffet Kuramaz
|