Çok önemli bir yazıymış.Yayınlanıdığı gün okumamıştım şimdi burada debk geldim. Teşekkürler.
Kitabı not aldım yazıda da ilginç anektodlar var:
Alıntı:
Kitapta, Marshall Planı ile paralel yürütülen çalışma çerçevesinde...George Orwell,Bertrand Russell...gibi daha birçok yazarın CIA tarafından finanse edildiği
George Orwell'in "1984" isimli kitabını okuyan zaten ister istemez şüphelenir.despotizmin'in varolduğu "hayali" bir dünyada olabilecek "hayali" sorunları kurguladığı kitabını (ABD-CIA'i kullanalar tarafından) CIA'ye desteklettirmeleri Anti-Komünist bilinç yaratmak açısından -gayet doğal olarak- ilk bakışta düşünülebilir... Bilindiği gibi “soğuk savaş”, “büyük birader”, “düşünce polisi” gibi kavramlarda bu kitap ile dünya diline kazandırılmıştı.Ancak unutmamak gerekir ki anti-komünist olduğu kadar anti-kapitalist de olan "1984"'e ve George Orwell'a atfedilen "CIA tarfından desteklendiği iddiası" da naylon olabilir.Bir CIA iftirası olabilir =)
Benim asıl şaşırdığım
Bertrand Russell oldu. Birkaç kitabını okumuştum.
Politik İdealler kitabını (
İçerisinde bazı kendi düşüncelerimi bulduğumdan olsa gerek) baya beğenmiştim.
Kendisi yukarıda bahsedilen George Orwell'ın 1984 isimli kitabına Önsöz olarak şunları yazmıştır:
"George Orwell, önce döneminin ve ülkesinin toplumsal düzenine karşı çıktı.Büyük Rus Devrimine inandı.Troçki'ye hayrandı.Ancak, İspanya İçsavaşı sırasında Stalinistlerin Troçkistlere karşı tutumu,umutlarını yıktı.Bu durum ve yakalandığı hastalık, Orwell'i 1984'ün mutlak umutsuzluğuna sürükledi..."Kendisi Sosyal Demokrat olarak bildiğimiz Russell'le ilgili yazının devamındaki şu tepit açıklayıcı olabilir:
Alıntı:
...CIA'nın "demokratik sol" grupları komünizme karşı kullandığı ve bu çevrelerin yayınlarını finanse ettiği...
Ancak bunlara kesin doğruymuş gibi bakmak hata olur. Bunlar öyle sıradan insalar değildir.CIA personeinin yarısına bedel zihinsel güçleri vardır bana göre.Örneğin Russell matematik ve felsefe dehasıdır."CIA'in kullandığı bir adam" deyip geçmek çok basit kaçar.
Eğer meselelere böyle bakılırsa ABD ile ortak düşünceleri olupta çeşitli vesileler ile karşılıklı yardımlaşmada bulunmuş tüm kurum,kuruluş,örgüt ve kişileri hiçe saymak gerekir.
Bu mantıkla bakarsak Kurtuluş Savaşı'nın olmadığını söyleyebilir, Alparslan Türkeş ve tüm MHP-Ülkü Ocakları yapılanmasını ABD'nin güdümünde görebilir, Nur Cemaati'ni ABD'nin taşeronu olarak değerlendirebilir, Bülent Ecevit'i ABD'nin adamı sayabiliriz...
Son olarak ABD -müminleri değil- Müslamanları kullanıyor, Kürtleri kukla gibi oynatıyor, İslamcı terörist adı altında canlı bomba yetiştirip İngiltere'de , Türkiye'de eylem yapabiliyor tespitlerinde bulunmak ümitsizlik yaratnaktan başka hiçbir işe yaramaz.
Adam oyun yapıyorsa oyuna gelme kardeşim, bizim elimiz armut mu topluyor?
Neden bizim Sufi teşkilatımız yoktur.Cenab-ı Allah "Savunma tedbirlerinizi alın" diye emir buyurken biz yatarsak , bir vizyonumuz , misyonumuz olmazsa elin gavuru kendince haklı olarak hesap da yapar plan da yapar, İslam'a çamur atma teşebbüsünde de bulunur, istediğini yapar işine gelmezse Yanlış yaptık der Özür dileyiverir biz de saf gibi yatışıveririz.
Suç Zalim diye nitelediğimiz ABD'de değil iş yapıp değer üretmeyen, savunma tedbirlerini almayan,çalışmayan, yorulmayan, Allah yolunda çabalamayan biz müminlerdedir.
Herşeye rağmen, başımıza musallat olan bu zalimlere rağmen ümit kesmemek , sanki elimizde avucumuzda hiçbir şey yokmuş gibi çalışmak, örgütlenmek gerekir.Güzel günler de göreceğiz inşalah.
Hayırlı diye biten yazıya bir gönderme olarak bir ayetle sonlandırayım:
"İnsan hayr istemekte usanmaz. Fakat kendisine bir şer dokunursa hemen ümitsizliğe düşer üzülüverir." (Fussilet 41/49)