Dergah, tekke derken!
Abdurrahman Dilipak a.dilipak@vakit.com.tr Vakit
2009-11-05
Hep diyorum, bu tezgahta şeyh de var fahişe de.. Gazeteci de var, işadamı da..
Bu iş sadece Türk Ortodoks kilisesi ile sınırlı değil.. Tekke de var işin içinde, dergah da..
Geçen gün basında yer alan haber gözünüzden kaçmamış olmalı. “Dergâhtan çete çıktı” başlıklı habere göre “İstanbul’un popüler dini merkezlerinden Yahya Efendi Dergâhı Vakfı’nın yöneticileri uyuşturucudan tutuklu olmalarına rağmen görev başındalar.” Beşiktaş’taki Yahya Efendi Dergâhı Vakfı’nın Başkanı K.A. ile Vakıf Müdürü M.K 3 Ekim 2008’de, Hollanda’dan uyuşturucu getirme işine karıştıkları iddiasıyla Silivri Cezaevi’ne girdiler. 16. yüzyıldan beri Beşiktaş Çırağan’da Boğaz’a hâkim bir tepede kurulu olan Yahya Efendi Dergâhı’nın bağlı olduğu vakıfla ilgili ilk skandal, 13 Ekim 2008’de Başkan K.A. ve Vakıf Müdürü M.K’nin bir uyuşturucu operasyonunda tutuklanması ile patlak verdi. Bir sürü yolsuzluk iddiası var..
Yahya Efendi kimdir biliyorsunuz. “Üsküdar’da Aziz Mahmut Hüdai, Beykoz’da Yuşa Efendi’nin türbesi, Sarıyer’deki Telli Baba ile birlikte İstanbul Boğazı’nın dört manevi bekçisinden biri olduğu söylenen Beşiktaş’taki Yahya Efendi Dergâhı’nın kuruluşu 1538 yılına kadar gidiyor. Kanuni Sultan Süleyman ile birlikte Trabzon’da doğup büyüyen ve Kanuni’nin süt kardeşi olan Yahya Efendi, daha sonra döneminin en büyük müderrislerinden biri oluyor. Yahya Efendi’nin türbesi İstanbul’un en çok ziyaret edilen dini mekanlarından biri.”Özbekler Tekkesi’ni biliyorsunuz.. Ertegünlerin bu tekkeye olan ilgisini de. Tapınakçıların bu tekke ile ilgilerini de..
Onların bu ilgisi ne Yahya Efendi Hazretleri’ni ve ne de Özbekler Tekkesi’ni kuranları bağlamaz kuşkusuz.
Ancak birileri bu mekanlara sızmak için çaba gösteriyorlar.
Ergenekon’un şehid ailelerini kışkırtmak için milliyetçi derneklere sızmaya çalıştığı bilinen bir gerçek.
Bazı vakıf, dernek, sendikalar zaten doğrudan psikolojik harp tarafından örgütlenmiş..
Şimdi de tarikatlara, dergahlara sızmaya çalışıyorlar. Orada kim ne yapıyor, umurlarında değil. Amaçları; o yapı, çatı altında gizlenmek, evraklarını, silahlarını, malları o çevrede gizlemek.. Fırsat bulurlarsa bu yapıları ele geçirmek.. Lider seviyesine yükselmek. Buradaki insanların safiyet ve samimiyetlerini kullanmak.. Kuşkusuz yukarıdaki haber bugün için bir iddia. Yargılama sonunda her şey ortaya çıkacak.. Ancak herkesin bu konuda dikkatli olması gerek. Çünkü derin güçlerin bu yönde çabaları olduğu biliniyor..
Birileri aniden çıkıp gelip, para veriyorsa, hayır yapıyorum diye, cemaat arasına sızmaya çalışıyorsa dikkatli olmak gerek.. Bunlar cami halılarını yenileyelim diye, eski değerli halılarını alıp giden, ya da cami kubbelerindeki, minarelerindeki tarihi alemleri söküp götürüp, yerine pırıl pırıl ayyıldızlı pirinç alemleri takan “hayırsever görünümlü sahtekar” değil.. İşleri iki saatte bitecek, foyaları anında fark edilecek türden girişimler değil bunlar..
Bir yandan geleneksel tarikatlara sızmaya çalışırken bir yandan da İslami görünen ya da İslam dışı bir sürü tarikat örgütlüyorlar.. İslam cemaatını atomize etmek, özellikle Şii-Sünni, ılımlı, selefi, tasavvuf tartışmasına dikkat etmek gerek. Ve tabii Mehdi ve Mesih tartışmalarına da..Bunlar oluyor diye bu kuruluşları terk etmeyeceğiz elbette, ama daha dikkatli olacağız.. Öyle sakal-sarık, çarşaf ya da başörtüsüne bakıp birilerinin peşine takılmayacağız.. Daha çok okuyacağız.. Durup dururken aniden gelip, yükselmeye çalışanlara, para harcayanlara karşı dikkatli olmamız gerek.
Lawrance’ı hatırlayın.. Bir İngiliz ajanını şeyh ilan ettiler.. Moiz Kohen nasıl Tekinalp oldu? Ya da Şimon Zwi nasıl Şemsi Efendi oldu? Lazaro Franco’nun Türk Ocakları’ndaki işi neydi?
Bu adamlar sadece misyoner faaliyetleri ile gelmiyorlar. Mediayı da kullanıyorlar, meyhaneyi de.. Çıplaklık ve fuhuş kültürü, kumar kültürü, moda hareketleri, aklınıza gelen her yolu deniyorlar.. Yeri geliyor milliyetçi oluyorlar, yeri geliyor liberal. Yeri geliyor tarikatçı ya da sol..
Hani, meyhaneyi, kiliseyi biliyoruz da, tekke, dergah dediğinizde, buradaki adamlar tam bir ajan..
Münafıkça bir plan peşindeler.. Çok daha tehlikeliler.. Yarın birileri bu çevrelerin tuzağına düşecek olursa dergahtan, porno arşivi ya da Ergenekon belgeleri, silah filan çıkarsa şaşmamak gerek..Zaten bol miktarda, Mehdi, Mesih, Nebi ortalıkta dolaşıyor..
Kimi uzaydan gelmiş, kimi cinlerle haşır-neşir, ne ararsan var..
Gaybden haber verip geleceği okuyanlar, kehanette bulunanlar.. Aman dikkat.. Herkesin, çevresine göz-kulak olması gerek..
Bu işin ucu paranoyaya varmamalı ama, unutmayalım ki, meydan boş değil.. Şeytan ve onun askerleri fazla mesaide.. Bizim zaaflarımız onların şansıdır. Bunu unutmayalım.
Ve de karanlık, aydınlığın yokluğudur.. Mü’minler feraset sahibi olmalı. Biz sağlam durursak, onların hileleri örümcek ağı gibidir ve Allah (cc), onların tuzaklarını başlarına geçirir..
Devlet de, yabancı istihbarat örgütleri de, şeytanlar ve cinler de insanoğlunu takip ederler.
Hepsinden önemlisi, Allah (cc) her şeyi görmekte, duymakta, bilmektedir.. Selam ve dua ile..