Alıntı:
4. "Rabbanîlerden Olun" başlıklı sohbet Türk müridler için değil bilhassa ve bilhassa kendilerine SELEFİ diyen ve Hz. Şeyh M. Nazım el-HAQQANÎ'nin sohbetlerini büyük bir dikkatle; en üst düzeyden izlediği/izlettiği bilinen bütün dünya müslümanlarına yöneliktir. (27 Eylül 2010 tarihli "Rabbanî Olmak" başlıklı sohbeti ile birlikte bakıldığında bu hemen anlaşılacak kadar açıktır.)
Hz. Şeyh M. Nazım el-HAQQANÎ'nin son bir yıllık sohbetlerinde sürekli olarak "selefi ulema" tabirni kullandığı dikkat çekici idi.
Bu tabirle "selefi ulema" ve bazen de sadece "ulema" tabiri ile Hz. Şeyh M. Nazım el-HAQQANÎ'nin Suud Krallığı'nda egemen olan İbn-i Teymiyyeci/Wehhabiyyîn taifesini kastettiği biliniyordu.
Hz. Şeyh M. Nazım el-HAQQANÎ'nin bu ısrarlı hitablarının Suud Krallığı resmi dini danışmanları olan fetva makamı "Şeyh sülalesi" tarafından da izlendiği ve Medine-i Münevvere'de bu iş için özel görevlendirme yapıldığını öğrendim. Hatta bu fetva danışmanların tavsiyesi ile şu sıralarda tedavi için ABD'ye giden Kral Abdullah'ın Hz. Rasûlullah s.a.v.'in ravzasını ziyaret ettiği gibi resim çekilerek kamuoyuna dağıtılmasını temin ettiği biliniyor. (Bu resimlerin bazıları "Kral'ın izni ile" internete aksetti.)
Kral Abdullah ibn Suud Ravza'nın önünde.../Medine-i Münevvere
Oysa yakın zamanda Ravza-i Mutahharra'yı ziyaret eden müminlerin şirk işledikleri gerekçesi ile Kubbe-i Hadra'nın yıkılıp Hz. Rasulullah s.a.v.in kabrinin düzenlenmesinin "selefi ulema" tarafından tavsiye edildiği ( ve Ümmetin tepkisinden çekinilerek bu tavsiyenin yerine getirilemediği) biliniyor.
***
(Hz. Şeyh M. Nazım el-HAQQANÎ'nin "ulema" tabiri ile kastettiği "Wehhabiyyîn" taifesi iken bu sözü "zahir-batın İslam alimleri" diye çarpıtanlar ruhaniyetinden özür dilemeliler...)