hocam, senin anladığın manaya göre o cümleyi tatbik edelim: " Ney (Arif bile) ayrıldığı kamışlığı (bezm-i elesti-ervah alemini)
istiyor da, oraya dönmek için feryad ediyor. Hani biz niye feryad etmiyoruz?.. çünkü biz dünyayı sevdik: Allah cc. kurtarsın.." arifin ney misali feryad etmesinden daha normal ne olabilir?.. şimdi,
"arif bile feryad eder de biz niye etmeyiz" takdiri o cümlenin sibak siyakına uyar mı mübarek?..nay bile feryad eder gafil insan nay kadar olamadı demektir o söz.. yani ne gibi? eşşek bile günde 5000 Allah zikri çeker derler insan çekmese eşşekten beter oldu gibi bir ince sitem ifade eder.. sözün maksadı gayet açık ama görmek anlamak istemiyorsunuz.. haaa velev ki Efendi hz. öyle kasd etmemiş de senin dediğini kasd etmiş diyelim: ya sana yukarıdan beri en meşhur ve müsellem şerhlerin içinde "nay" hakkında iki cihetine (zahir u mecaz)
"beraber" işaret ve beyanat vardır derim bunu niye anlamazsın ki?.. sana verdiğim bu ilmî haberi (anektodu) Efendi hz.ne itiraz olur diye mi kabul etmezsin?.. mesela Hakkı Bursevi hz. (ks.) ilk sahifede zahiri manası
naydır kavaldır diye başlıyor ileri ki sayfalarda ârif söyler diyor insan-ı kamil diyor sonra bir yerde onun feryad u sadasını çıkaran neyzene değiniyor onun nefesi arifi cuş u huruşa getirir diyor sonra o nay kaval denen aleti lehvu luğub tarikıyla darb eder üflersen haram illa (yoksa) mubahtır diyor sonra onu Kalem-i a'la ile ilişkilendiriyor ve ila ahir gidiyor da gidiyor.. (yani) şarihler bir şekilde daima ma'nada ciheteyni (zahiri ve mecazı) gözetiyor diyorum.. bunlar sadece risale-i Kudsiyye'den sohbet okumakla anlaşılmaz ki be mübarek kardeşim.. ne tafsilatlar ne işaratlar var.. tasavvuf tarikat adamı isen solucanların kuyruk sokumu iltihabına kadar herşeyi okuyacaksın felsefe lazımsa cerh u tadil için onu da okuyacaksın lakin şu kapıdan inhiraf yok mevlana Efendi hz.den (ks.) kaymak yok hz.İmam'ın (ks.) mecellesinden çıkmak yok o ayrı mes'ele..
