İmam-ı Şafii hazretleri RA. şöyle buyuruyor:
" Benim hükmüm yanlış olma ihtimali olan bir doğrudur; karşıdakinin görüşü de doğru olma ihtimali olan bir yanlıştır.."espri: zemane allameleri ne der ? " ben ne diyorsam o; bitti işte o kadar..!"
hazret-i şafii'nin ifadesini şöyle anlamak mümkündür: mezahib-i erbaa müctehidlerinin cümlesi musibtir yani hükmünde isabet eylemiştir ama o isabetin doğruluğu derece derecedir...
said-i nursi hz. güzel bir tesbitte bulunmuş: "..şeriat semavi olduğu gibi ictihad-ı şeriyye dahi semavidir.." der..
imdi, hz. imam-ı şafii'nin -doğruya ihtimali olan bir yanlış ve yanlışa ihtimali olan bir doğru- dediği şey nasıl semavi olabilir..? halbuki semavi olan nesnede
görecelik olmaz..
buna şu cevabı verebiliriz: keşf u ıyan suretinde ictihad mutlak surette isabettir.. gerçek bir iken ortaya çıkan bu görecelik (farklı hükümler) Allahu Teala'nın ümmet-i Muhammed'e ihsan ettiği rahmet-i tevsiasıdır..
başka bir açıdan da şöyle deriz: keşfde hata vaki' olabilir ama o şey -asılda- keşf ise hatası dahi isabettir.. keşfu ıyan'da
isabet mes'elesini tefhim içün şöyle muazzam bir hedef tahtası tahayyül edelim.. imdi (esas itibarla) hakikat ve ma'rifet oklarının cümlesi o tahtada mahsubtur..; kimisi maksud olan hedefi 5 ten vurur kimisi 7 den.. ve bazısı vardır ki 12 nin göbeğine atar; tam noktayı vurur...
müddeiler nereyi vurur ? atar atar paso karavana..!