Şu sohbet vesile oldu: Sohbette bahsedilen Hacı Salih Efendi'yi de yâd edelim:***
Hacı Salih Bilgin Efendi el-Nakşbendî
( 1898 - 1991 )Hacı Salih Bilgin'in "soyu" Kırım'dan göçle Erzurum'a gelmiş olup ailesi "Hanecizade" olarak bilinir.
Hacı Salih Efendi'nin dede soyu, bir müddet Erzurum'da ikametten sonra Trabzon'un Çaykara ilçesi Akdoğanlar Köyü'ne taşınmıştır. Hacı Salih Efendi de 1898 yılında bu köyde dünyaya gelmiştir.
Hacı Salih Efendi henüz çocukken dedesi İbrahim Efendi imam olarak Çöğender Köyü'ne gelir. İbrahim Efendi'nin Akdoğanlar köyünden ayrılıp Erzurum'a gelmesi ile orada kendilerini sahipsiz hisseden ailesi de tekrar Erzurum'a göç ederek Çöğender Köyü'ne yerleşirler.
Hoca İbrahim Efendi, bir taraftan oğlu Hacı Şerif Efendi'yi yetiştirirken diğer taraftan da torunu Salih'e Kur'an-ı Kerim'i, tecvidi dersleri ve Arapça dil gramerini öğretir. Salih Efendi bu şekilde henüz yedi yaşında iken dedesinden Kur'an'ı ezberlemiş ve hafız olmuştur.
Hacı Salih Efendinin babası Şerif Efendi de imamet ile görevlendirilerek önce Alvar Köyü'nde, babasının ölümünü müteakip Çöğender Köyü'nde görev alır.
Daha sonraları, alim Tayyib Zühtü Efendi'nin dergahına girer ve kendisini yetiştirdikten sonra bu alimden icazet alır. Bir taraftan da Hacı Hasan Rahmi Efendiye dersler vermeye başlamıştır.
Hacı Salih Efendi bu medrese tahsilinden sonra dönemin mürşidlerinden Hacı Ferşad Efendi'ye intisap etmiş alim ve ulemalığını iyice kuvvetlendirmiştir.
Askerlik görevini Erzurum-Kars Kapısı'ndaki birlikte tamamlayan Hacı Salih Efendi tekrar Çöğender Köyü'ne dönerek babasının yerine imam olmuş ve aralıksız olarak 50 yıl bu köyde imamet ve irşad görevini sürdürmüştür.
Bu olgunluk devresinde Alvar imamı Muhammed Lütfi Efendi ve Erzurum Müftüsü Solakzade Sadık Efendi ile yakın ilişkiler kurmuş, dostluğunu pekiştirerek onlardan da feyz almıştır.
Hacı Salih Efendi, saygın bir kişi olmasına rağmen hiçbir zaman siyasete itibar etmemiş, kimsenin siyasi kanaatini dahi sormamıştır. Sofrası herkese açık, gelen misafiri ikramsız göndermeyen, hatta bazı gençlere küçük paralar vermekten hoşlanan gönlü gani bir zattır.
Hacı Salih Efendi, Erzurum'a geldiğinde ziyaret etmeyi adet edindiği yerlerden dikkat çekici olanı Esad Paşa Camii avlusunda ve bahçesinde bulunan haziredir. Esad Paşa Camii haziresinde Buhara'dan gelen Muhammed Baba Buharî isimli bir zatın yattığı ve Hacı Salih Efendi'nin bu mezarı sıkça ziyaret ettiği bilinmektedir. Kendisi de bir Nakşbendi mürşidi olan Hacı Salih Efendi'nin, Muhammed Baba Buharî ile üveysi bir rabıtası olduğu tahmin edilmektedir. Hacı Salih Efendi, ölünce kendisinin de Esad Paşa Camii haziresine gömülmeyi istemişti.
İbrahim Hakkı Konyalı'nın "Anıtlar ve Kitabeleri ile Erzurum Tarihi" adlı eserinde, Esad Paşa Camii yanında bulunan türbede Nakşbendi mürşidi Osman Efendi 'nin medfun olduğunu yazar.
İbrahim Hakkı Konyalı, Osman Efendi'nin mezar taşındaki kitabesini de verir:
Hüv-el-Baki
Eyledi hem nam-i zin-nureyn terk-i masiva
Arif-i Billahı aziz-i Nakşbend gamvâr
Zikr ü fikri Hakk idi mürşid-i mutlak idi
Kırk sene taat ile evkâtı etmişti güzer
Pote-i takvada sim-asa vücudun kal-idüb
Paye-i iksir olurdu hâke itseydi nazar
Tekye-i dehr-i deniden tayy idüp seccadesin
Hanikâh-i kurb-i Hakk'a gitdi ol sahib-siyer
Söyledim mu’cemle Galib fevtinin tarihini
Cennetî Osman Efendi eyledi Ya Hu makarr.
Fi 10 Recep 1283
Nemekahu Mısrî ***
Şair Galib'in nazm ettiği, Mısrî'nin yazdığı bu kitabenin manası özetle şöyledir: "Kırk sene ibadet ve taat ile meşgul olan, takva potasında vücudunu gümüş gibi eriten, toprağa baksa iksir yapan Nakşbendi Mürşidi Osman Efendi burada gömülüdür. Osman Efendi 1283 yılı Recebi'nin onunda bu deni Dünya tekyesinden seccadesini dürerek Tanrı yakını Hankâha gitmiştir."Son mısraın noktalı harfleri Ebced hesabıyla ölüm tarihini gösteriyor.
Hacı Salih Efendi 3 Şubat 1991 tarihinde Hakk'ın rahmetine kavuşur. Cenaze namazı büyük bir cemaatle kılınır ve yasal işlemler de tamamlanıp vasiyetine uygun olarak Esad Paşa Camii'nin bahçesine defnedilir.
Toprağa verilmesi üzerinden beş ay geçtikten sonra uzun süre görev yaptığı Çöğender köylüleri, bilinmeyen bir nedenle kabrini açıp cenazesini çıkartarak, Çöğender köyünde yeniden defnetmişlerdir.
Eserleri: Hacı Salih Efendi'nin iki önemli eseri Mefatihü'l-Gaybiyye isimli tasavvufî risalesi ve Zübdetül Kelam kitabıdır.