dindar bir mahallede zorba-baskı olmaz ama manevi-tazyik olabilir.. mesela sünnet-i seniyye her vechesiyle bir nurdur; siz o nurun yanından geçerken üstünüze çamur (hakaret taciz vs..) sıçramaz; nurun huzmesi (feyzi bereketi kokusu..) düşer..
şu
hadi uluengin'lere Allah cc. hidayetler versin; gören gözler.. anlayan kalbler ihsan etsin....
bunlar nakış ve suret çarşılarında geziyorlar..insan manzaralarına birer heykel gibi bakıyorlar.. gözleri cevher aramıyor.. maksadları ruh ve siret değil.. eğer öyle olsaydı suretten sirete intikal ederlerdi.. fakat hiç öyle bir dertleri yok..
yüz yüz elli yıldan bu yana içine ettikleri şehir ve mahalle kültürünün deneysel tahlilini yapıyorlar; neyini tahlil ediyorsunuz? işte gördüğünüz gibi;
herkes olmuş bi android.. kim kime dum duma..!yahu mübarek ramazan'da -aşikare- tıkınanlara sigara içenlere çırıl çıplak dolaşanlara (Allah içün) bir şey dememek övünülecek bir şey midir? duyarsızlık medeniyet midir? kimse çıt çıkarmamış.. oralı bile olmamış.. oh ne ala..!
peki bir müslüman çıkıp da hadi (-siz) kalmış bu beyi nazik bir surette uyarsaydı ne olurdu? mahalle baskısı mı?! ne kadar sakat ve abes bir mantık..! sodomca gomorrece bakış açıları bunlar aslında.. Lut Aleyhisselam'a kavminin sapıkları ne demişti?
"..biz seni işimize karışmayacaksın diye men etmedik mi?.. sen bizim neyi istediğimizi iyi bilirsin (ha!).."
işte o sapıklar kendi zamanlarının
'serbest fırka partisi' idi; onlar alabildiğine demokrattılar.. özgürlük azgınlarıydılar.. arzularına engel ve tehdit teşkil edecek hiç bir şeye tahammülleri yoktu...
bakın, dikkat edin! onlarla bugünkü laik paranoyakların histerileri endişeleri kuramları hep aynıdır..!
emin olun
dalalet mahallesinde yeni bir şey yok..!!şu gazetelerin adlarına (sloganlarına) bakın hele; hürriyet.. milliyet.. cumhuriyet.. ne hürriyeti bu?
mesh olma hürriyeti..!
o maymun ve domuza çevrilip helaka giden halklar var ya, işte o cici dedeleri gibi bu torunlar da bugün kendi
mesh olma haklarını her daim active edip korumaya çalışıyorlar..; o davanın hürriyeti milliyeti ve cumhuriyeti bu
sormak lazım, acep şu
cahiliyye cumhuriyetinde kim kime basınç yapıyor? her fırsatta aba altından sopa gösterip darbecilere yağdanlık ve yaverlik eden gestapolar bunlar değil mi?!
bunlar İstanbul'un fethi arefesinde " (orta çağ) kardinallerinin şapkalarını (ve engizisyonist) papazların kalpaklarını göreceğimize o
SARIKLI osmanlı sultanlarını (ve onun umerasını) tercih ederiz..!" diye haykıran bizans kadar olamamıştır..
o bizans ahalisi kardinallerin ve papazların baskılarından bıkıp usanmış vaziyette idiler (ki aynen tarih kitaplarında mervidir) bizans halkı
Sarığı bir adalet ve hürriyet timsali olarak görüyordu...
bunlar 'nazarda' bizanstan daha beter çıktı.. bütün İslami manzarı ve şeairi tehdit unsuru olarak görüyorlar.. hem öyle korkuyorlar ki halüsinasyon içindeler (olmayan şeyler sanrılar) görmekteler.. gölgelerinden tırsıyorlar.. en küçük bir sada ve çıtırtıyı bile kendi aleyhlerine zannediyorlar..!
işte buyrun 'olmayan' bir mahallede muhayyel bir 'baskı' düşüncesi (senaryo) ile karşı karşıyayız bugün.. kendin çevir kendin oyna.. bu gerilim tarzı bir film.. ve adı da anka kuşu..