Çocukluk Öyküleri-1
Bir nisan günüydü. Hastaydım. Doktor ilaç vermişti ve almam gerekiyordu. Daha sekiz yaşındaydım. Çocukluğumda öylesi ateşli hastalıklar geçirdim ki, ilaca karşı olumsuz her şey vardı üzerimde. Annem ısrarla almamı istiyor, bense inatla almıyordum.
“İç oğlum. İçersen iyileşeceksin” diyordu bende “içmem, asla…” diyordum.
Annem artık dayanamadı. Bir güzel dövdü. Suyu aldı ve ağzımdan bıraktı ilaçları. Ağlıyordum. Çünkü istediğim olmamıştı. Babam beni çok severdi. Ne dersem yapardı o yıllarda. Babasının ismini taşıyordum nede olsa. Abartılı olmasın “Damdan atla benim için desem” atlardı.
“Sen görürsün anne. Babam gelene kadar ağlayacağım. Senide babam dövecek.” Diyor yalancık ağlamasına devam ediyordum. Babam eve gelmiş, ağladığımı görünce,
“Oğlum ne oldu? Niçin ağlıyorsun?”
“Annem beni dövdü baba” der demez. Babam anneme yumrukla ve kinle vurmaya başladı. Annem bahçeye kaçtı. Bir gecekondu bahçesiydi bahçemiz. Korkuyla olanları izliyordum. Yaptığımın yanlış olduğunu anlamıştım ama iş işten geçmişti. Annem eve girdiğinde bir dişi kırılmış, acılar içinde ağlıyordu. O gün sabaha kadar uyumadım. Kötü bir çocuk olduğumu düşündüm.
Ertesi gün oldu ve anneme sarılarak özür diledim. Bir daha ölecek olsam bu hareketi yapmayacağım dedim ve yapmadım sonraları.
Babam annemi dişçiye götürmedi. Bizle hasta olduğumuzda amcam ilgilenirdi. O gün sabah amcam geldi ve annemi dişçiye götürdü. Yeni bir diş yaptırdı sonraları.
Şimdi sekiz yaşında bir oğlum var. Annem rahmetliyi hiç tanımadı. Ne zaman bir şeyler istesem inatçı halimi görüyorum yaptıklarından. Kendimi izliyorum adeta onda, üzülüyorum. Benim yaşadığım o korkunç olay gibi bir şey olmasını bekler gibi. Ancak o zaman aklı başına gelecek gibi. Allah korusun!
Siz olsanız ne yapardınız ki…
Saffet Kuramaz
|