Sufiforum.com

2009'da başlayan SUFİFORUM'da İslam; İslam Tasavvuf Geleneği ile ilgili her türlü güncel ya da 'eskimez' konular yer almaktadır. İçerik yenilemeleri tasavvuf.name sitesinden sürdürülmektedir. ALLAH YÂR OLSUN.

Giriş |  Kayıt




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 99 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6 ... 10  Sonraki
Yazar Mesaj
 Mesaj Başlığı: Re: Mürşid'in ve Tarikatin lüzumu beyanında açık mektup..
MesajGönderilme zamanı: 09.03.10, 09:51 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 05.01.10, 21:01
Mesajlar: 480
Ebu Hanif yazdı:
Meselenin özünü münazara ediyorsunuz...

lakin işin "usta" ları sustuğu sürece bir arpa boyu yol alınamayacaktır...


Konuş bre "usta" !...

***

Azîz kardaş ;

Bu konuda gelen vâridatınızı Allah rızası için paylaşmağa devam edin...

Rabbim tesirini halkeyler inşaaallah...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mürşid'in ve Tarikatin lüzumu beyanında açık mektup..
MesajGönderilme zamanı: 10.03.10, 03:16 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.01.10, 04:41
Mesajlar: 342
hocam -estağfirullah- varidata ne hacet ki,
malumun îlamı için buyrunuz:

13- mes'ele: arz ile arş (ve Kabe ile cami) arasında ne kadar fark varsa yol tıfılları ile hakiki hâdîler ve hüdâiler arasında o kadar fark vardır..

çağımızda matbuat iyice gelişti.. teknolojik imkanlar.. reklam araçları.. propaganda yolları.. git gide çoğaldı.. ve artık risaleler herkese bir tık ya da alo kadar yakın.. bu fakir der ki: eğer said efendinin (rh.a) tarikat ve mürşid hakkında serd ettiği görüşler kendi zamanında şayi' olsa idi muasırı (o devirde) olan ulular (ks.hum) ayağa kalkar onu mutlaka sığaya çekerlerdi ve da'va ettiği şeyden de kendisini men ederlerdi.. said efendi (rh.a) iman ve islam esaslarını asrın ukalasına (akıllılarına) tafsilatıyla talim ve tarif eylemiş ve bu hususta sayısız misaller meseller ve temsiller ortaya koymuştur.. makaleleri edebidir hikemidir irfan duygularıyla yazılmıştır amma velakin ilmî derinliği yoktur.. zahirin teşhirinden öteye gitmez.. hayretli ve hakikatli değildir.. tavr-ı aklın verasına kademi yoktur -yani kısacası- sözün bittiği yer hakkında (ne rivayet ne dirayet) hiç bir şey ortaya koyamaz.. risale-i nur'un dâisi olduğu yol "sûreta kesrette vahdeti" göstermektedir.. ama bu yol (fiilen) asırlar sürer.. (ve zaten) ilmel-yakin bile îras edemez zira canlı rehber değildir (tasnifattır..) bırakın teharri ve tetebbuatla kat etmeyi; o yol -mahza- ibadet zühd ve perhizle bile aşılamaz -zira- insan ömrünün kifayet edemeyeceği kadar uzun ve meşakkatlidir.. "said efendiye (rh.a) ömür kifayet etmiş ya bize de yeter!..(bizde o yolla yetişiriz)" derseniz cevap şudur: süluksuz cezbe ve hesapsız ilham insan ömrüne zamm olursa köydeki annanemin bile kendi çapında "bediüzzaman" olması makul hale gelebilir.. (ve hem bakalım: said efendi (rh.a) yolun ne kadarına 'yetmiş ya da kalmış' onu ahirette hep beraber göreceğiz.. derim..) bir yerde ilmel-yakin bile mücerred zühd u perhiz ve kütüb ve tasnifatla hasıl olamadıktan sonra aynel-yakin ilmi nasıl ve nereden hasıl olacak?.. heeerr ikisi de mürşid-i kamilin teveccüh ve irşadına vabestedir.. tamam mı !.. risaleler şöyle dursun; said efendinin (rh.a) kendisi bile o hususta insanlara bir şey veremezdir zira irşad yetkisi ve teveccüh sultası yoktur.. said efendi (rh.a) bugün yaşasa idi fethullah gülen hocaefendi gibi bir kürsi adamı (gözü yaşlı gönül ehli bir hatib/vaiz olurdu..) ötesi yok o kadar !.. bunların ikisi de o devrin meşayıhı (ks.hum) yanında birer (abi kardeş) tıfıldır.. bugün mevlana Mahmud efendi hz.nin (ks.) yanında da (te'dib ve tezkire muhtaç) tıfıldır bu zatlar.. sözümün ne ma'naya dair olduğunu merak edenler açıp Mektûbat-ı Rabbani okusun.. başka bir şey demiyorum..

***

not: benim mütedâvel bir titrim yoktur..
binaenaleyh sözümden titreyecek (tınlayacak) olanlar;
ancak 'lerzendegân' olanlardır..(bâb-ı Mürşid'de titreyenler)..


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mürşid'in ve Tarikatin lüzumu beyanında açık ihtar !..
MesajGönderilme zamanı: 10.03.10, 23:07 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 24.12.09, 22:13
Mesajlar: 145
Sevgili muhterem hocam Kudsî efendi,

demişsiniz ya Üstad için, bugün yaşasaydı kürsü adamından öte olmazdı,
50 yılda bu kadar ne değişti?? tüm medreselerin kapıları; ilmen, fikren ardına kadar açıldı da, taa Mevlana hazretlerinin zamanına mı ulaştık, benim haberim yok!

demişsiniz ya ilmi derinliği yok,
efendi, herkes o nurların ilmine vakıf olacak diye bir kaide yok!!
ilim sahibi için, anlayanı için vardır, gayrısı için boş bir lakırdıdır...!

Kur'an-ı Azimüşşan'ı bu kadar güzel tefsir etmiş bu kitaplar ile tekrar hayat bulmuş bu fakir, elbette sizin bu laflarınızı da sinesine çeker.

müsadenizle ben yine Üstad'ın bundan 60-70 yıl önceki bir sözünü nakledeyim buraya, hep böyle bir yazı okudukça aklıma hep bu sözleri gelir.

"Çünkü bu zamanda enaniyet çok ileri gitmiş. Herkes, kameti miktarında bir buz parçası olan enaniyetini eritmeyip bozmuyor, kendini mazur biliyor; ondan nizâ çıkıyor. Ehl-i hak zarar eder; ehl-i dalâlet istifade ediyor.

İstanbul’da malûm itiraz hâdisesi ima ediyor ki, ileride, meşrebini çok beğenen bazı zâtlar ve hodgâm bazı sofi-meşrepler ve nefs-i emmaresini tam öldürmeyen ve hubb-u cah vartasından kurtulmayan bazı ehl-i irşad ve ehl-i hak, Risale-i Nur’a ve şakirtlerine karşı kendi meşreplerini ve mesleklerinin revacını ve etbâlarının hüsn-ü teveccühlerini muhafaza niyetiyle itiraz edecekler; belki dehşetli mukabele etmek ihtimali var. Böyle hadiselerin vukuunda, bizlere, itidâl-i dem ve sarsılmamak ve adavete girmemek ve o muarız taifenin de rüesalarını çürütmemek gerektir. Said Nursi. (Kastamonu Lahikası)

vesselam...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mürşid'in ve Tarikatin lüzumu beyanında açık ihtar !..
MesajGönderilme zamanı: 11.03.10, 04:09 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.01.10, 04:41
Mesajlar: 342
"..İstanbul’da malûm itiraz hâdisesi ima ediyor ki, ileride, meşrebini çok beğenen bazı zâtlar ve hodgâm bazı sofi-meşrepler ve nefs-i emmaresini tam öldürmeyen ve hubb-u cah vartasından kurtulmayan bazı ehl-i irşad ve ehl-i hak, Risale-i Nur’a ve şakirtlerine karşı kendi meşreplerini ve mesleklerinin revacını ve etbâlarının hüsn-ü teveccühlerini muhafaza niyetiyle itiraz edecekler; belki dehşetli mukabele etmek ihtimali var. Böyle hadiselerin vukuunda, bizlere, itidâl-i dem ve sarsılmamak ve adavete girmemek ve o muarız taifenin de rüesalarını çürütmemek gerektir. Said Nursi. (Kastamonu Lahikası).."


şu paragrafda sufiyyun ve ehl-i irşad ve ehl-i hak için sıralanan sıfatlara bakınız:

1- meşrebini/kendini çok beğenen: kibirli..
2- hodgam: bencil..kendi keyfine düşkün..
3- nefs-i emmaresini öldürememiş: an-asl gavur tıynette..
4- hubbu cah vartasında: makam ve şöhret ve rütbe düşkünlüğü uçurumunda..


said efendiye (rh.a) birisi çıkıp şunu diyemedi mi acaba: " ey mübarek zat-ı şerif!.. insan hem ehl-i irşad ve ehl-i hak olacak hemi de şu dört sıfatla ittisaf edecek; bu ne yaman/sakat çelişkidir?.. böyle mütenakız şey olur mu!.. efendim, kelamınızda galat vaki' olmuş tashih eyleyiniz lutfen: Allah'ın rızası ve Hakk'ın hakkı içün..."


güzel kardeşim, biz risale-i nur ile hidayete eren, manasıyla hayat bulan ve kendisini o yolda mutlu hisseden müslümanlara bir şey demiyoruz.. (hidayette ve hizmette olan herkese es-SELAM olsun..) biz, risalelerde var olan mugalatalara (bir takım yanıltıcı ve haksız beyanatlara..) ve bunları mesnedsiz (körü körüne) müdafaa eden ve müdafaa edeyim derken de üstad'ı (rh.a) bütün gavsların imamların müceddid ve kutubların üzerine tafdil eden ve risaleleri de mutlak mürşid ve tarikat yerine 'kaim' sayan akılsız fanatiklere itiraz ediyoruz.. ve itiraz ederken de 'kelamı' akl-ı meaş ve nefsa (enaniyete) bina etmiyoruz; akl-ı küll ve nefsi'l-emre (işin aslına esasına..) dayandırıyoruz..

bizler râviyiz tûtîyiz âletizdir; elhamdülillah..
Azizlerimizin (ks.hum) dediğini deriz; şahiddir Allah..


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mürşid'in ve Tarikatin lüzumu beyanında açık ihtar !..
MesajGönderilme zamanı: 11.03.10, 10:23 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 24.12.08, 14:54
Mesajlar: 409
Tarikat münkirliği ve Mehdi propagadandası gibi hâdiseler gösteriyor ki, ileride, meşrebini çok beğenen ya da kendine pay çıkarmayak isteyen bazı zâtlar ve hodgâm bazı nurcu ağebeyler... diye bir başlangıç olsa idi bizce sözler bir kıymet kazanırdı. Yoksa bize göre bir anlam ifade etmiyor ve hakikat olarak da görmüyoruz.

Saidi Nursi hz.leri velilerdendir, yedilerden hatta vefatına yakın üçlerden olduğunu duymuş idim. Ama ne zamanının kutbudur ne de yeganesidir. O zamanın sorularına cevaplar vermiş, gençlerin imanına hizmet etmiştir.

Seyrü süluk öncesi döneminde bir meczupluk olabilir. O zamanlar kendini Mehdi zannediyor da olabilir, fakat sonradan bundan vazgeçmiş olduğunu düşünüyorum. Malum ondan sonraki işler çoğu abilerin hatıralarına dayanır.

Bir abi bana Mehdi olduğunu ima etti derken, diğer bir abi, bana Mehdi'yi sen göreceksin dediğini söyler. Hatıralardan kendine uygun geleni seç dur!..

Mehdi gelmedikçe, Saidi Nursi hz.lerinin onun öncüsü olma durumu geçerliliğini yitireceği için, nurcular onu Mehdi bilmek isteyeceklerdir.

Mehdi değildir, onun öncüsü olma durumu ortadan kalkmış olsa da biz yine hazreti seveceğiz. İfrat edenler durumlarına uygun kendilerine bir yol haritası arayacağa benzer.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mürşid'in ve Tarikatin lüzumu beyanında açık ihtar !..
MesajGönderilme zamanı: 11.03.10, 11:22 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı

Kayıt: 24.12.09, 22:13
Mesajlar: 145
Mübarekler,

Talip hocam der: Said Nursi velilerdendir, hatta üçlerdendir diye işittim,

Kudsî hocam der: merhumun yazdıkları zahirendir, ötesi yok, bu zamanda yaşasaydı bir kürsü adamı bir gönül eri olurdu ötesi yok.


Siz bikere Üstad'ı hangi kefeye koyarsanız koyun, Üstad kendini, Risale-i Nur'ların aciz bir talebesi yerine koyar.

bir zaman, yine Üstad hapishaneymiş, yanındaki mahkumlardan biri onun düşünceli halini görünce demiş ki "hocam üzülmeyin, hz. mehdi gelecek hepimizi kurtaracak" Üstad da demiş ki o mahpus arkadaşına :" hz. mehdi geldiğinde seni vazife başında bulsun"

bunlar söylenecek belki en son sözler, kimsenin makamı; kimsenin elinde de değil, dilinde de değil, buraya yazdığı yazılarda da değil. Allah bilir...

Bu fakiri ilgilendiren Risalei Nurlar ve şahsı manevisidir.

vesselam...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mürşid'in ve Tarikatin lüzumu beyanında açık ihtar !..
MesajGönderilme zamanı: 11.03.10, 11:52 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 24.12.08, 14:54
Mesajlar: 409
Sizi bilmem ama ağbeylerinizi neyin ilgilendirdiği herkesin malumu. Gören gözler görüyorlar..

Hazretin durumu alakalı olarak, Eski Said ve Yeni Said dönemi arasında hal olarak da bir fark olduğunu söyledik.

Biz kendi kafamızdan bir şeyler de yazmış değiliz.

Herkes birilerini dinliyor. Elhamdülillah biz maneviyat ehline kulak vermişiz. Siz ise birilerinin risale yorumlarından memnun olabilirsiniz.

Makamı biz biçmedik. Makam ehli zatların görüştükleri bir meclis vardır. Abiler belki buralardan uzaktır, zanlarıyla konuşmaktadırlar ama o meclise devam edenler halen vardırlar. O yüzden kim kimdir bilinmektedir bazılarınca.

Abiler, risaleciler hizmet ediyorlar, muhterem, mübarek insanlar, buna sözümüz yok. Fakat iş zahirde kaldı mı, hükümlari zahir ulema gibi olacaktır.

Saidi Nursi hz.leri belki İsevi ve Hz. Ali meşrep olmasından kaderi onlar gibi olmuştur. Taraftarlarınca ifrat bir sevgi ve yüceltme görmüştür.

Yine bir abiden hatıra naklettiniz. Abilere iş kalsa!..


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mürşid'in ve Tarikatin lüzumu beyanında açık ihtar !..
MesajGönderilme zamanı: 12.03.10, 03:49 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.01.10, 04:41
Mesajlar: 342
talib kardeşim, 'tarikat abilerinin' sözleri nere baliğ oluyor?.. acep mevlana Sami efendi hz. mi öyle buyurmuş?.. haşa!.. yoksa mürur-i zeman ile makâmat-ı evliya mı dejenerasyona uğramış?.. estağfirullah!.. bundan evvel o makamlara gelenlerin (ks.hum) sözlerine fiillerine aidiyetlerine fahirlerine şükürlerine bakınız; bir de said efendinin (rh.a).....?

ya var ya: bazı şeyleri haddim olmayaraktan söylemek zorunda kalıyorum.. (bizi okuyan da la bu kendini ne zannediyor ha ha hi ediyor da olabilir..) halbuki önümüzde Mektubat-ı Rabbani vardır, canlı Rehberlerimiz (ks.hum) vardır.. mihenge vurduğumuz zaman üçler makamı ikiler makamı (iddia edilen davaya göre) rencide (incitilmiş) olur..

müceddid-i elf-i sani (hz.İmam) ardından oralara gelen zatlar tavzif olundukları makama aid feyzde hakikat-i Muhammediyye'den (mazharına Salat ve Selam olsun) sonra hz.İmam'a (efâzallahu aleyna min-envarihi) medyun olur.. imam-ı Rabbani bu durumu bizzat Mektubat'ta beyan eyliyor.. yani -evvelce- cenab-ı Geylani hz.nin kaim olduğu ma'naya (ifaza olunan feyze) dahi hz.İmam (ks.) kaimdir..

şimdi, bir zat düşünün ki yazdığı eserde Uluların yolunu tarihin tevatürünü hiçe sayarcasına 'zamana uymaz' gösteriyor.. bütün tarikat pirlerini nakz edecek iddialar öne sürerekten tarikatı topyekün âtıl addediyor.. hakikat reislerinin ahkamına evamirine (adeta) ta'til/paydos verdiriyor.. (Pirler hariç) tarikat meşayıhını (bila istisna) velayet-i suğra'da hayal ediyor.. (inanılır gibi değil!..) tarikatı mutlak surette berzah (dar geçit/hatarnak) gösteriyor.. şeyh/mürşid postuna risaleyi oturtuyor.. eserini okuma işinin velayet-i Kübra'yı îras edeceğini ima ediyor.. bazı risale-i nur şakirtlerini 70 evliya kuvvetinde Ashabâsa kahramanlar olarak medh ediyor.. buna mukabil müteahhirinde gelen bir Nakşbendî ulusuna (A.Arvasi hz.ks.) "ihtiyar mihtiyar" deyu tarizde bulunuyor.. onun gibi ehl-i İrşad ve ehl-i Hak'dan olan zatları "nefs-i emmaresini tam öldürememiş, hubbu cah ve hodgamlık" sıfatlarına giriftar olmuş pestpaye karakterler olarak lanse ediyor...

yahu Allah aşkına şu itikadlara sahib bir zat -eğer- veli ise ona "Veli-i Hakiki" sıfatı ıtlak edilebilir midir?!.. (müşarünileyh mezkur mevadda keşf-i hayal'den karalıyor.. galat konuşuyor..) İmam-ı Rabbanî hz.nin manzûru olmadan adamı üçlere ikilere terfi ederler midir?.. said efendi'ye (rh.a) seza olacak en vasat ve münsif paye Mazanne'liktir (yani: veli olduğu hüsn-i zann edilen kişi).. ha ayriyeten: alimdir mücahiddir mütefekkirdir o ayrı mes'ele...


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mürşid'in ve Tarikatin lüzumu beyanında açık ihtar !..
MesajGönderilme zamanı: 12.03.10, 10:56 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Moderator
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 24.12.08, 14:54
Mesajlar: 409
Müsaid bir zaman bakarım. Kitabında yazılı idi. Musa Topbaş Efendi hz.leri, Saidi Nursi hz.lerinden bahseder iken, alim ve mücahid diye lanse eder. Ötesine pek gitmez. Zaten gençliğinde kendilerine hizmet etmişler ve hususi sohbetlerinde bulunmuşlar. Ne zaman ki Sami Efendi ile tanışır, anladım ki bu iş başka imiş der.

Tarikat terbiyesi görmemiş ama ricalden olan bir zat, bu tarikat ile ne uğraşır durursunuz dermiş. Yani ricalin böyle halleri de olabiliyor. Herkesi kendi gibi ulaşmalı/ulaşabilmeli zannediyorlar herhalde. Kendileri aşık insanlar.

Saidi Nursi hz.lerinin tarikatsız dönemlerinde de böyle bir hal seziliyor.

Divan toplantısında Saidi Nursi hz.lerine, dile istediğin kabul edilecektir denildiği zaman, kul olmaktan başka bir dileğim yoktur buyurmuş. Bu sağlam bir kaynaktan.

Yine hazret zehirlenmelerinde çeşitli virdleri, duaları okuyarak zehri tesirsiz hale getirirmiş. Birinde yatağından kalkamaz olmuş. Soğuk soğuk terlemesi olmasa, öldü bileceklermiş. O halde iken, Mevlana Halidi Bağdadi hz.leri himmet ederler ve cübbesi Said Efendi'ye ulaşır. Cübbeyi giydiği vakit zehrin tesiri geçer ve ayağa kalkarlar. Cübbe işinden zamanın yeganesi lafını ortaya koyarlar ama öyle değildir. Bu Halidi Bağdadi hz.lerinin himmetidir.

Yani hazretin veli olduğuna inanırım. Bazı sözleri kendi makamınca/kendince söylenmiş olabilir. Bizim için aslolan mürşidlerimizin sözleridir.

Nurcuların ifrat içerisinde oldukları tüm herkesin ortak kanaatidir. Bunun tartışılması bile abestir.


Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
 Mesaj Başlığı: Re: Mürşid'in ve Tarikatin lüzumu beyanında açık ihtar !..
MesajGönderilme zamanı: 13.03.10, 05:48 #mesajın linki (?)
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 22.01.10, 04:41
Mesajlar: 342
muhterem hocam,
beni sormaya mecbur ettiniz, ve cevabınız da benim için önemlidir.

tüm cennetlikler ehli tarik midir?
tarikat berzahına uğramadan Allah'a ulaşılmaz mı? Hakikat görünmez mi?

böyle bir iddeanız varsa, lafı dolambaçlı anlatmaya gerek yok açık açık söyleyin de bilelim.

yoksa, merhum yaşasaydı, bir cami vaizinden öte olmazdı diyerek de 6000 sayfadan fazla olan külliyatı bir basit sohbet sözlerine indirgemenize yerek yok, milyon kadar insana hakikat gösterdiği aşikar olan bu koca külliyatı ve ilim hazinelerini yadsımanıza gerek kalmasın.

vesselam...

bir kardeşimiz böyle der.. (özelden sormuş)
ben de cevabı genelden açıyorum çünki vakti bir kişiye ayıracak değiliz..




aziz kardeşim, biz cennete girmek için tarikat (intisab seyr-i süluk) lazım demiyoruz.. cennet ve cemal ehli ile "beraber olmak" için tarikat lazım diyoruz.. nihayet: dünyada "Kişi sevdiği ile beraberdir.." ahirette dahi öyle olur.. neyi iltizam etmek neyi netice veriyor iyi bak!.. gerçek tarikat ehli rıza ve cemal yolundadır ve boyuna cennet ehlinin amelini işler.. ama cennete girmesi Allah'ın rahmeti ve rızası ile gerçek olur.. peki, Allah'ın rahmeti/rızası nedir, nasıl erişilir, nerde bulunur?.. "bilenlerle bilmeyenler bir olur mu (olmaz!).. eğer bilmiyorsanız zikir ehline (bilenlere) sorunuz.. O'na ulaşmak için (kendinize) vesile arayınız.. Allah'dan korkunuz ve Sadıklarla beraber olunuz.." iş bu dediklerim Ayet: iyi anlayalım Gayet !..

zahidin derdi cennet, aşıkın derdi Allah cc... zühd ile aşk arasındaki farkı iyi anlamak lazım.. eğer derdiniz Allah ise şu durumda size Tarikat lazımdır deriz.. "ha o zaman bize cennet yeter imanı kurtarak o da kafi.." diyorlar vallahi şu maksûd dahi tarikat ister: tarikatlı zahidler tarikatsız zahidleri o ma'nada dahi sebkat ederler.. zira biat-ı şerifle (intisab keyfiyeti ile) bereketlidirler (şerbetli)..

yarın ruz-i mahşerde mevlana Mahmud efendi hz. (ks.) bütün ihvanını cübbesinin yeninde toplayıp muhafazaya alsa gerektir.. mahiyeti ne yüzden tecelli eder bilinmez fakat görülmüş bir zuhurattır bu.. münkirler ne diyor: "hadi canım sende!.."

bazı mürid var berzaha düşebilir fakat hiç bir Tarikat (müstaide göre) berzah (ara yerde kalmalı, hatarlı ve dar geçitli yol) olmak manasında değildir.. hele ki Nakşi tariki.. bu yol saf halis Sünnet yoludur.. irtibat ve nisbetin sağlamlığı/berraklığı yüzünden tam bir cadde-i Kübra'dır.. bu yola berzah diyen, ehlini velayet-i suğrada hayal eden kişi şaşırmıştır.. (Allah onu hali hürmetine ma'zur ve ma'füv eylesin) erkek veya hatun fark etmez "Tarikat Eri" (veya tarikat erinin manzuru ve me'zunu) olmadan hiç kimse hz.Allah'a vasıl olamaz ve hakikat vechesi ne yüzden peçe açardır göremez..

bakın altını çiziyorum: ferdiyetle (cezbeyle sekrle mahabbet kuşatmasıyla) serefraz olanlar dahi evvela hakikat-i Muhammediyye mazharına (Sav.) sonra o mertebeden lemean eden feyzlerin ilk ma'kesi olan zata [2. 1000 yılın müceddidi hz.Sıla efendimize] ve ondan da vaktin İmamı (kutbul-irşad kutbul-ferd) olan zatların emanat-ı İlahiyyeyi ifazasına medyun olur; bu ma'nada efrad meczub ve üveysi zatlar dahi hiyerarşik dairenin haricinde değildir..

demek isteriz ki bila-tevassut (sohbetsiz ve vasıtasız) vasıl-ı ilellah olanlar nadirin nadirin nadiridir.. şunu iyi bil ki: o nadir dahi o nadir dahi o nadir dahi olacağı şeyi zamanın Efendilerine (ma'nen) dilekçe eder yahut manevi dilekçeleri (iştiyakları/istidadları) büyüklerin (himmet ve teveccüh) masalarına gelir: iş o zatların imzasına mührüne kalmıştır.. kişi bu muameleyi ister görsün/fark etsin ister görmesin/fark etmesin durum bundan ibarettir..

"Kürsi Adamlığı" az şey midir.. Meşayıhın cümlesi (ks.hum) Mihrab ve Kürsî (eylem ve söylem) adamıdır -yani- hakiki İmam ve Halife ma'nasında.. ama mezkur zatlar (üstad ve hocaefendi) için bu ca'miyetli mana asla derkâr olmaz.. şundan sebeb ki: irtibatları (kemalden) kopuk ve nisbetleri (asıldan) kesiktir.. ha sıkı vaizdirler iyi katibdirler ayrı mes'ele.. ama o vaazlar ve risalelerle hidayetlere vesile olma yanında hidayet-i tarikata sed ve rah-ı hakikaya mani olma hassesi de var bu zatların..

bize diyorlar ki "yav bunlar yüzünden şu kadar insan hayat ve hidayet buluyor siz bunu görmez misiniz ne zorunuz var da bunlarla uğraşırsınız?" el-cevab: biz müslüman kardeşlerimiz için Salah mütebeyyen olsun diye uğraşırız.. hidayetten hidayete fark-ı azim var deriz.. siyahla beyazı.. meteorlarla Güneşleri biribirine halt etmesinler diye söyleniriz.. hazret değil 6000 sahife 60000 sahife de yazsa fark etmez; onlar bizim şu başlık altında dile getirdiğimiz itirazları halletmiyor..

üstad'ın (rh.a) nur dediği risalesi ile nurtopu gibi bir nesil doğdu (asıl eseri budur) ama bu nesil nasıl nurdur ki Tarikata (biata seyr-i süluka) ehemmiyet vermiyor.. bu nesil kendi 'yolsuz' (aidiyetsiz) mesleklerini onun yerine 'kaim' tutuyor, hatta üstünde ve ötesinde görüyor..

halbuki tarikat intisabı (ma'nen) vücub derecesindedir.. zira biatın devamıdır.. muhatab: Halife-i batın'dır.. şu ruyi zemin Zıllullah'dan (sultan-ı batından) hali kalmaz.. bu dava pirsiz (sahibsiz) bırakılmaz.. piran-ı destgir ile hareket kurb-i kıyamete dek mütemadidir.. hatta Hz.Mehdi (As.) kudum ettiği zaman bu da'vayı (nakşbendi nisbetini) alemlere salâ verecektir..

nihayet, tarikat ebediyettir edebiyat değil.. Allahu Teala İsa (As.)ı bile gülbang-i Muhammedînin şerefine binaen Onu takviyet içün indirecektir.. irtibatla (peyrevlikle) gerek Hakk'a gidelim.. sen çık da bakalım onların zamanında risale bize yeter de !.. bugün (misal) eba Eyyubul ensari hz. (Ra.) dünyada (istanbul/eyüb'de) berhayat olsa kim diyebilirdi ki onun eli bana lazım değil !..


En son Kudsî tarafından 14.03.10, 01:52 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil Özel mesaj gönder  
 
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 99 mesaj ]  Sayfaya git Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6 ... 10  Sonraki

Tüm zamanlar UTC + 2 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Geçiş yap:  
cron
   Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye