RABBANÎ MEKTUB - 10
(Abdulkadir AKÇİÇEK Tercumesi)
RABBANÎ MEKTUB - 10
MEVZUU : a) Kurb (yakınlık) ve Bu'dün (uzaklığın) husulü.
b) Farkın ve vaslın, (ayrılığın ve birliğin,) alışılmamış şekilde manalandırılması.
Üstteki mevzular, bu makama münasip ilimlerle anlatılacaktır.
**
NOT : İMAM-1 RABBANÎ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.
***
Bu babda hizmete duranların en küçüğünden bir arzuhaldir. Şöyle ki:
Ara hayli uzadı. Bu yüce kapıya hizmete duranların hallerine, benim için hiç ittila nasib olmadı. Bu hale intizar da arttı.
Üstteki manada bir şiir şöyledir:
Şaşılmaz, can bulur ruhum geldiği zaman;
Selâm, uzaktaki vefalı dosttan haman.
Bu manada söylenen bir başka şiir de şöyledir:
Bildim gayrı, katılamam kervanına;
Kâfi, uydum çan sesinin yankısına.
Ne kadar şaşılacak bir iştir. Şöyleki: Bu'dün nihayetine kurb ismini vermişler; firakın sonuna da vuslat.. Sanki onlar, bu mana zımnında, şuna işaret etmektedirler: Vuslat ve kurb yoktur..
Bu manada bir şiir şöyledir:
Nasıl erilir o saadete hep oralar;
Yüksek yüksek dağlar, tehlikeli uçurumlar.
Şüphesiz sonsuz hüzün, daimî tefekkür imdada ve yardıma gelir; işin sonunda murad olan. iradesi ile mürid olur. Mahbub ise., muhib ve sevilen zatın mahabbeti ile mübtelâ olur.
Üstte anlatılan manada, Resulüllah S.A. efendimizin hali bilinen bir durum.. Zira onun: Murad olma, mahbub olma makamı var iken; mürid ve muhib oldu. Şüphesiz bu halini de kendisi anlattı. Kaldı ki o: Daimî bir hüzün ve tefekkür içinde idi.
Anlatılan manada, Resulüllah S.A. efendimiz söyle buyurdu:
? «Hiç bir peygambere, bana olduğu kadar eziyet edilmemiştir.»
Asıl muhibler, (sevenler) mahabbetin ağırlığına tahammül edenlerdir. Beyle bîr ağırlığı taşımak, mahbublara zor gelir.
Bu manada bir şiir:
O şeyin ki çok kıssası var;
Yapılsa nice şerhi çıkar.
Bir başka şiir de şöyledir:
Hep böyledir aşkın hikâyesi;
Olmaz hiç bitip tükenmesi..
***
Bu arzuhali getiren Şeyh İlâhbahş'ta; cezbe ve mahabbet çeşidi bir hal başladı. Onun teşviki ile, hizmetinizin devamı ile şerefyab olanlar çanında birkaç kelime meydana geldi.
Onun hakkında asıl gaye şu ki: Kendisi mülâzemet şevki izhar etti; bu hadde kadar geldi. Daha önce. irade babında bazı şeyleri izhar eylemişti. Bu Fakir, onda; bir duraklama, esas muradına erme işinde tehir manası sezince, mücerret mülakatla yetindi. İşbu cümleleri, anlatıları manadan ötürü sıraladık.
***
Bu hususta daha fazla açılmak, edep dışı sayılır.
***
http://www.farukinet.com/mektubat.asp?mektup=010