102. HİKMET
Sübhan Rabb'im ferman eylese kudret ile; Aşıkları kavga eyleyip yürür olur. Mahşer yerinde figan eyleyip, yaşını döküp Ele kendini günahkar gösterip yürür olur.
Halk içinde rezil yürür, kendini bilmez; Cahillerin sohbetinden kaçmayı bilmez; O sebepten erenlerin kokusu gelmez; Gözde yaşını dökerek yürür olur
Aşıkların Hakk karşısında yüz nâzı var Nâra çekse, zerre aslâ kalmaz, yanar Oruç, namaz, tesbihleri “Allah “; Batınlarını söyler kılıp yürür olur.
Vahşi gibi çöller içinde eyler vatan; Sahralarda yoldaşları karga ve çaylak; Hacet değil âşıklara bağ ve çemen; Hızır İlyas yoldaş kılıp yürür olur.
Aşıkların göz yaşıdır bağ ve bostan; Bülbülleri söyler devamlı binlerce destan; Dışlarını bozup yürür, hane viran; Hakk kudretini söyleyerek yürür olur.
Şuursuz olup, yanıp yürür mest ve hayran; "Âllah" diye gözde yaşı, bağrı biryan; Nâra vurup feryad edip eyler figan Allah zikrini niyaz eyleyip yürür olur.
Kadir Melik’im kudret ile sulh eylese, Cennet içine girer âşık emr eylese, Nara çekip, feryad edip vird eylese, Mey içerek, sema eyleyip yürür olur.
Gece gündüz ağla daima bir an dinmeden, Dilden Allah yâdını söyleyip yorulup kalmadan Gözde yaşı akmaz aslâ bağrı yanmadan; Yaşını alıp tanık eyleyip yürür olur.
Muhabbetin Burak’ın binip yürüyen, Öyle âşık tarikatte dolaşan Sır şarabını içip ezelde ruhu kanan, Aşk kapısında seslenip yürür olur.
Cehenneme girse âşık, perva eylemez Görüp, bilip mal ve mülkünü ele almaz; Huri, köşkler, gılmanları göze iliştirmez Feryad edip kavga kılıp yürür olur.
Kahhar Melik'im kudret ile nidâ eylese Cemal için yananlarım, "gel gel" dese, Göz yaşını akıtarak feryad eylese Akıl ve şuurunu bilge eyleyip yürür olur.
Rahman Melik'im rahmeti ile nidâ eyler; Asi, câfi ümmetlerin halini sorar; Mahşer günü cemalini armağan eyler Can ve gönlünü feda eyleyip yürür olur.
Rahman Melik'im rahmeti ile nida eyler Hazin nida işitip âşık canı yanar; Saf saf olup âşıkları baş kaldırır Aşk kendini tek eyleyip yürür olur.
Hakk'ı bulan divaneler şuursuzca konuşur Derd halini ortaya çıkarıp yürür olmalı Makamları yüce makam Arş'ı gözler Halka kendini rüsva eyleyip yürür olmalı
Yurttan kaçıp dağ çölünü eyleyince vatan Çöller içinde yoldaşları karga ve çaylak Gider olsa çörek dikeni ona kefen Türlü vahşi hayvanı yoldaş kılıp yürür olmalı
Böyle olmayınca can dostunu bulmak olmaz Bu yolların kaygısı çok acele olmaz Candan geçmeyince vahdet meyini içmek olmaz Mey içerek sema eyleyerek yürür olmalı
Canânı bulan kişi özünü bilmez Alem halkı talip olsa kaçıp gelmez Yüzbin nasihatçı olsa onun öğüdünü almaz Yurda özünü rüsva eyleyip yürür olmalı
Yüz bin aşık yansa yakılsa olur mutlu Hakk zikrini her kim dese olur dostu Mahşer günü cemaline olur sırdaş Can ve imanını feda eyleyip yürür olmalı
Allah için canını veren boşa vermez İki cihan ona bostan asla ölmez Gerçek aşığın sırrı gizlidir halk bilemez Gözyaşını tanık eyleyip yürür olmalı
Aşık ölmez kör olmaz aşkı taze Halk içinde ağzı güler yanar gizli Çöller gezip yollar yürüyüp "Hakk la-mekan" Hakk aşkını yakararak yürür olmalı
Aşk bağını gezen aşık özünü bilmez Gece-gündüz mest ve hayran kendine gelmez Göz ister kullara yakınlık duymaz Hakk vaslını maksat eyleyip yürür olmalı
Gerçek dertliler dertsizliği göze almaz Zâhid-âbid mesleklerini dile almaz Fayda görse aşksızlara bakış iliştirmez Gerçek dertliye deva eyleyip yürür olmalı
Aşıkların bildiklerini halk bilemez Huri, gılman bütün melekler yanına gelemez "Sekahüm rabbihüm"i arzu eylemez Cemaline vefa eyleyip yürür olmalı
Huri, gılman "entahur"dan alıp gelince Rıdvan melek kadeh sunup hürmet eyleyince Aşıkları gözünü yumup şuursuz olunca "Va üstüga" deyip içinde yürür olmalı
Hakk temaşa eyleyip ona rahmet eyleyince Kabir içinde nur yollayıp şefkat eyleyince Yetmiş bölük melekleri yakınlaşınca Lütuf ve kerem armağan eyleyip yürür olmalı
Aşık yanar candan yanar Hakk’ı sever Allah için dünya kaygısını boşlar Bağrını deşip baştan ayağa kana boyar Aşık olup tek eyleyip yürür olmalı
Ey dostlar aşk ehlinin serveti yok Deva sormayın aşk derdinin devası yok Bu yollarda aşık olsa dönüşü yok Canı bedenden ayrı eyleyip yürür olmalı
Bedeni büyük ateşte bırakan canı başka Hikmet okur talip olur yetse söze Kimi görse izini alıp sürer göze Akıl ve şuurunu bilge eyleyip yürür olmalı
Heveskarı bedeni yansa canı yanmaz O sebepten aşkın değerine yetip olmaz Erenler sohbetine kaçıp gelmez Zikir, dua riya eyleyip yürür olmalı
Bu alemden ayrı eyleyen Allah özünü Ey ümmetler Hakk Mustafa'nın dediği sözü Mahşer günü aydın ola Hakk'a yüzü Din yolunda aydın eyleyip yürür olmalı
Aşıkların diri ölen canı ayrı Kanat çırpıp uçayım dese esirger Allah Din gönlünü aydınlatıp tutup olsa tamam Aşıkları şaşkın olup yürür olmalı
Aşık olup hikmet söyledi Kul Hoca Ahmed; Sıdkı ile işitene yüz bin rahmet; İman armağan eyler Allah'ım, tâc ve devlet; Aşık gönlünü safâ eyleyip yürür olur.
_________________ "Bismillah dep beyan eyley hikmet aytıp Taliblerge dürr ü gevher saçdım mena..."
Hazret-i Pîr-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî [ Qaddesallahu Teala Sırrahul-Azîz ]
|